Müjdat Gezen Kimdir? Biyografi Sayfası Sayfası

Müjdat Gezen, 29 Ekim 1943 senesinde İstanbul’un Fatih beldesinde dünyaya geldi. Oyunculuk kabiliyetinin farkına varan ilkokul öğretmeninin isteğiyle ilk defa 1953 senesinde, “Küçük Çiftçiler” adlı bir ilkokul piyesiyle sahnelere adım attı.

Sanatın diğer dallarıyla da alakalı olan ufak oyuncunun yazdığı şiirler de, aynı yıl Doğan Kardeş adlı çocuk dergisinde yayımlandı. İlerleyen senelerda, İstanbul Radyosu bünyesinde kurulmuş olan Çocuk Kulübü korosuna katılarak, şarkı söylemeye başladı.

Ortaokulun arından lise öğrenimi için, Türkiye’de ilk defa ders dilini Türkçeye çevirmiş okul olan Vefa Lisesi’ne giden Müjdat Gezen, Uğur Dündar ve Kemal Sunal ile burada tanıştı ve arkadaşlıkları uzun yıllar boyunca sürdü. 1959 senesinde, 16 yaşındayken, sahne sanatlarına duyduğu ilgiyi ve kabiliyetini görmezden gelmeyen ve anlaşmaları ikaznca sözünü tutan babası Necdet Bey, onu İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’na yazdırdı ve arkadaşı olan sahne amiri Kemal Tözem’e emanet etti. Böylelikle, 1960 senesinde profesyonel oyunculuk yaşamına adım atmış olan Müjdat Gezen’in kariyeri, bu süreden sonra bi hayli hızlı bir yükselişe geçti.

Hayat görüşü, tiyatro oyunculuğu, yaşamı ile alakalı bir çok kitap kaleme almış olan Müjdat Gezen, ilk kitabını 1975 senesinde yayımladı. Savaş Dinçel ile birlikte yazdığı, “Çizgilerle Nazım Hikmet” adlı kitap, dönemin çalkantılı siyasi ortamının, düşünce özgürlüğüne yönelik olumsuz yansımalarından nasibini aldı ve Müjdat Gezen tutuklanarak cezaevine girdi. Lakin bu durum, onun yazmasına ve üretmesine engel olmadı. 1982’de, kendi yayınevini kurarak, yazdığı kitapları buradan yayımlamaya başladı. Bu zamandan başlayarak uzun yıllar, İstanbul Belediye Konservatuarı ile İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda öğretmenlik yaptı ve Türk Tiyatrosu derslerine girdi. Ayrıca, 1980 senesinde, ünlü meddah üstadı İsmail Dümbüllü adına her sene düzenli olarak verilecek bir tiyatro ödülü oluşturdu.

Yine 1982’de, o dönemler üniversitede öğretim görevlisi olan güldürü üstadı Kandemir Konduk’la bir araya gelerek, “Güldürü Üretim Merkezi”ni (GÜM) kurdu. Televizyon programlarından tiyatro sahnelerine, gazetelerin ve dergilerin güldürü sayfalarına kadar bir çok alanda hizmet veren GÜM, bu faaliyetlerinin bunun yanında, bir çok genç mizah yazarına da kapılarını açtı ve onların kariyerlerine önemli katkılarda bulundu. Aynı zamanda, Türkiye’nin gündemini tespit eden belli başlı birtakım gazetelerin de mizah sayfalarının koordinatörlüğünü yapan Müjdat Gezen, 1981 ve 1983 senelerında, çok bi hayli beğeni alan “Gırgıriye” adlı seri filmlerde rol aldı ve oynadığı “Darbukatör Baryam” tiplemesiyle hafızalara kazındı. 1984’de “Gülümseyen Dünya” ve 1986’da “Kobay” adlı filmlerin çekimi için bu kez kamera arkasına da geçen usta oyuncu, sinema çevrelerinin görüşüyle paralel bir biçimde, kendini yönetmenlik hususunda başarılı bulmadı. Kısa süren ilk evliliğinin sonrasında Gezen, 1988 senesinde ikinci kez Leyla Turgut ile nikah masasına oturdu

1991 yılına gelindiğinde, tüm malvarlığını satmasının bunun yanında, büyük bir borç yükünün altına girerek, İstanbul Kadıköy’de satın aldığı eski bir köşkü restore ettirerek “Müjdat Gezen Sanat Merkezi”ni (MSM) kurdu. Ekranlarda ve sahnelerde gördüğümüz bir çok başarılı yeni kabiliyeti bünyesinden çıkaran bu sanat merkezinin en güzel yanı, eğitimin ücretsiz olmasıydı. Lakin, o zamanlarda ücretsiz okul açmak yasak olduğu için, bu teşebbüsü sebebiyle Müjdat Gezen, 2 yıl boyunca hapis cezasıyla yargılandıysa da sonunda beraat etti ve okul da ücretsiz eğitim vermeyi sürdürdü. 1992 senesinde, MSM bünyesinde “MSM Ormanı”nı kurarak, başarılı bir sosyal projeye daha imza attı. Sanat yaşamı boyunca “Hamlet”i canlandırmak istemiş olan oyuncu, oynadığı üç oyunda da figüranlıkla yetinmek zorunda kalsa da, 1995’de kaleme aldığı “Hamlet Efendi” oyunuyla ödüle layık görüldü ve bu oyun Devlet Tiyatroları’nda sahnelendi.

1996 ile 1998 senelerı içinde Cumhuriyet gazetesinde mizah yazıları ve fıkralar yazan Müjdat Gezen, 1997 senesinde ise, Devlet Tiyatroları’nda oyun yönetmenliği yaptı. Bu zamanda yönettiği oyunlardan “Babam”, ödüllendirildi. 1998 yılına gelindiğinde, yine bi hayli yüklü bir maddi külfet altına girerek, ilk defa kendi adıyla özel bir tiyatro kurma hayaline kavuştu. 2000 senesinde, “Bir Milyara Bir Çocuk”, “Gerçek Niyazi” ve 2001’de “Hırsız” gibi televizyon yapımlarında rol aldı. Aynı yıl, yine MSM bünyesinde, eski sinema ve tiyatro emektarlarının geri kalan hayatlarını daha sağlıklı ve huzurlu bir ortamda geçirmesi maksadıyla bir huzurevi açtı. 2002’de, “Abdülhamit Düşerken” ve “Papatya ile Karabiber” adlı sinema yapımlarında bulunan Gezen, büyük büyük alkış alan “Cennet Mahallesi” adlı komedi dizisinde de, “Darbukatör Baryam” tiplemesini anımsatan “Yunus Baba” kişiliğiyle ekranlarda göründü.

Yaklaşık 50 yıllık sanat yaşamı boyunca, yüz kadar sinema filminde, 50 civarında tiyatro oyunuyla binden fazla radyo ve TV skecinde bulunan Müjdat Gezen, görsel sanatların bunun yanında, yazın çalışmalarıyla da gündeme gelmiş ve 38 tane kitap kaleme almıştır. Bu kitapların dokuzu üniveristelerde yardımcı ders kitabı olarak okutulmaktadır.