Kurt Gödel, 28 Nisan 1906 senesinde Avusturya’da dünyaya geldi. 1938 senesinde Amerika’ya geldi. 1948 senesinde Amerikan vatandaşlığına geçti. 1953 senesinde Princeton Üniversitesinde profesör oldu.
Principia Mathematica’nın “Benzeri Sistemlerin Formel Hükme Bağlanamayan Önermeleri Üstüne” yazılar yazdı. Burada, iki teoremin yazarıdır.
Bu önermelere göre, çelişmesiz bir aritmetik eksiksiz olamaz. Çünkü, çelişmezlik bu sistemde kararsızlığa neden olan bir önermedir. Modern mantığın kurucusudur.
Teoremlerinde tam sayı aritmetiğini içerecek kadar karmaşık herhangi bir sistemin içinde, sistemin aksiyomlarından yola çıkarak doğruluğu yahut yanlışlığı ispatlanamayacak önermeler bulunacağını ispatlamıştır. Bunun için ise Gödel numaralandırması ismi verilen bir metod geliştirmiştir. Meşhur teoremini Viyana Üniversitesindeki doktora çalışması sırasında 1931 senesinde ispatlamış, bununla 20. yüzyıl matematiğinin yönünü değiştirmiştir.
1940’larda Princeton Üniversitesi İleri Araştırmalar Enstitüsünde Kurt Gödel, Einstein’ın kütle çekimi alanı denklemlerine, ekseni etrafında dönen bir evreni tanımlayan bir çözüm getirdi. Evrenin dönüşü ışığı (ve bundan dolayı cisimler arsındaki nedensellik bağlarını da) birlikte sürükleyecekti. Dolayısıyla maddi cisimde, ışık hızını aşmaya gerek kalmaksızın uzayda ve zamanda kapalı bir halka çizecekti. Gödel’in modeli, zamanda geriye gitmenin görelilik kuramınca yasaklanmadığını ortaya koydu. Kurt Gödel, Einstein’ın alan denklemlerini tercih ederek, bir evren modeli tasarladı. Einstein’ın tasarımına benziyordu ama Gödel’in yaklaşımında kozmolojik sabitlere negatif bir değer veriliyordu. Einstein da kuramının bazı durumlarda geçmişe yolculuğa izin verdiği düşüncesinden hastalık duyduğunu ifade etmiştir. Yalnız Gödel’in bu modeli gökbilimcilerin gözlemlediği kütleçekimsel kızıla kayma aracılığıyla yanlışlanmaktadır.
İçine kapanık bir kişiliği olan Gödel, son senelerında zehirleneceği paranoyasına kapılarak hiçbir şey yememeye başlamış, bunun neticesinde beslenme eksikliğinden 14 Ocak 1978 tarihinde Princeton’da ölü olduğunda cenin pozisyonundaydı ve yalnızca 29.5 kiloydu.