Carl Edward Sagan, 9 Kasım 1934 senesinde Brooklyn’de dünyaya geldi. Esasen Yahudi olan Sagan’ın Babası Sam Sagan terzi, annesi ise, ev kadınıydı. Chicago Üniversitesinden 1955’te mezun olduktan sonra, 1956’da fizik üzerine master derecesi aldı, 1960’ta astronomi ve astrofizik üzerine doktora yaptı.
Üniversite öğrenciliği boyunca genetik bilimci Hermann Joseph Muller’in laboratuvarında çalıştı. 1960’lı senelerın başında, bilim adamlarının elinde Venüs gezegeninin yüzeyinin temel özellikleri ile ilgili bile kesin veriler yoktu. Olasılıkları içeren bir rapor hazırladı. Kendi görüşü gezegenin kuru ve sıcak olduğu yönündeydi. Konuk katılımcı olarak, Caltech Jet İtki Laboratuvarı’ndaki Venüs’e yapılacak Mariner görevlerine, tasarım ve düzenleme alanında katkıda bulundu. 1962’deki Mariner 2 görevinin başarıyla gerçekleştirilmesinin sonrasında, gezegen ile ilgiliki görüşleri, elde edilen veriler ile doğrulanmıştır.
Sagan, 1968’de Cornell Üniversitesi’ne geçmesine kadar, Harvard Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1971’de Cornell Üniversitesi’nde profesör oldu ve bir laboratuvarın başına geldi. Güneş Sistemi’nin keşfi için çalışan birden fazla insansız uzay görevini yönetti. Görev sonrası Güneş Sistemi’ni terkedecek olan uzay sondalarının üzerine, dünya dışı akıllı uygarlıkların bulması halinde anlayabileceği evrensel ve değişmez bir mesaj koyma düşüncesini ortaya attı. Böylelikle gönderilen ilk mesaj, Pioneer 10 sondasının üzerine yerleştirilmiş olan ve üzerinde evrensel olarak anlaşılabilir şekiller bulunan, altından bir plakadır. Bu husustaki çalışmalarını Pioneer 10’dan sonra da daha da ilerletmeye sürdü. Geliştirilmesine yardım ettiği en geniş bir şekilde ve üzerinde en fazla çalışılmış mesaj, Voyager Altın Kaydı’dır. Bu kayıt, Voyager uzay sondaları üzerine yerleştirilmiştir.
Sagan, Satürn’ün uydusu Titan ve Jüpiter’in uydusu Europa’nın okyanuslara sahip olabileceği hipotezini ilk ortaya atanlardandır. Bu hipoaaa bununla birlikte, Europa’daki sıvı okyanusların yaşam için potansiyel bir habitat oluşturabileceği önermesini de getirmektedir. Europa’nın yüzey altı okyanusları ardından Galileo uydusu aracılığıyla dolaylı yollarla ispatlanmıştır.
Jüpiter’in atmosferinin, Mars’taki mevsimsel değişimlerin ve Satürn’ün uydusu Titan’ın bilinmesina yardım etmiştir. Sagan, Venüs’ün atmosferinin aşırı derecede sıcak ve yoğun olduğunu ispatlamıştır. Ayrıca Venüs’te yaşamın karşısındaki en büyük tehdit olan küresel ısınmanın, Dünya’da da her an şiddeti git gide artan bir tehlike içeridiğini farketmiştir. Mars’taki mevsimsel değişikliklerin, diğerlerinin dile getirdiği gibi bitki örtüsünün değişmesi ile değil, rüzgârla savrulan tozlarla alakalı olduğunu ileri sürmüştür.
Carl Sagan, Dünya dışında akıllı yaşamın araştırılmasından yanaydı. Bilim dünyasını, Dünya dışı akıllı yaşam formlarından gelen sinyalleri dinlemek için büyük radyo-teleskopları kullanmaya sevk etmiştir. Diğer gezegenlere sondalar gönderilmesi gerektiğini savunmuştur. Carl Sagan, 12 yıl boyunca Icarus dergisinin editörlüğünü yapmıştır. Planetary Society´nin kurucularındandır. Ayrıca Sagan, SETI Enstitüsü’nün yönetim kurulu üyesiydi.
Carl Sagan, büyük çaptaki bir nükleer savaşın, nükleer kış adı verilen iklimsel değişikliklere neden olması tehdidine karşı bir bildirinin altına da imzasını atmıştır. Kuveyt’te Saddam Hüseyin’in askerleri aracılığıyla kurulmuş olan tüten petrol ateşlerinin, oluşturdukları kara bulutlarla, ekolojik bir felakete yol açabileceğini öne sürmüştür. Emekli atmosfer fizikçisi Fred Singer, Sagan’ın bu önermesini saçma bulduğunu belirtmiş, bu dumanların birkaç gün içinde dağılacağını söyleyerek reddetmiştir. Sagan, Karanlık Bir Dünya’da Bilimin Mum Işığı adıyla yayımlanan kitabında, bilimsel bir önermenin hiçbir zaman kesin olmadığına misal olarak, yaptığı hataların bir listesine yer vermiştir.
Ayrıca, Ay yüzeyinde bir bomba patlatmayı amacında olan, Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri aracılığıyla gerçekleştirilen Project A119 adlı bir çalışmada araştırmacı olarak bulunmuştur.
Drake denklemi, bir çok Dünya dışı uygarlığın var olduğunu öngörür. Lakin, onların varlığına dair bilimsel ispatların yokluğu sebebiyle, teknolojik uygarlıkların kendilerini yok etme olasılıklarının diğerlerine göre daha yüksek olduğunu söyler. Bu, Carl Sagan’ı insanlığın kendi kendini yok etme senaryolarını araştırmaya ve bunu insanlara duyurmaya itmiştir.
Carl Sagan’ın politik kişiliği, nükleer silasızlanma zamanında nükleer silah mevkilerinde sivil itaatsizlik etkinliklerinde bulunan romancı Ann Druyan ile evlenmesinin sonrasında daha fazla su yüzüne çıkmıştır. Amerikan başkanı Reagan’ın “Star Wars” programı olarak da anılan Stratejik Savunma İnisiyatifi’ne karşı olduğunu belirtmiştir. Bunun müthiş bulunacağını fakat teknik olarak imkânsız olduğunu, maliyetinin çok yüksek bulunacağını, bunun yanı sıra Soğuk Savaş döneminin nükleer silahsızlanma anlaşmalarıyla ters düşeceğini söylemiştir.
Carl Sagan, Mars’a inmesi hedeflenen Viking sondasının bir modeliyle birlikte düşüncelerini ifade etme kabiliyeti, birden fazla insanın evreni daha iyi anlamasını sağlamıştır.
1977-1978 senelerı içinde Royal Institution’da Gençler için Noel Konferansları’na katıldı.
1980 senesinde astronominin geniş kitlelerce sevilmesini sağlayan 13 bölümlük “Cosmos” isimli bir belgesel hazırladı. Söz konusu belgesel, yayına girdiği her ülkede halkın ilgisini topladı ve sonradan yapılan belgeseller için örnek teşkil etti. Bu başarıda, Sagan’ın yazılarında da kullandığı kendine özgü dilin önemli payı vardı. Belgeselle aynı ismi taşıyan kitapta da bulunan şu ifadesi buna örnektir: “DNA’mızda ki nitrojen, dişlerimizde ki kalsiyum, kanımızdaki demir, elmalı turtamızda ki karbon, çöken yıldızların içlerinde yapıldı. Bizler, yıldızların malzemesinden yapıldık.” 1985 senesinde yayımlamış olduğu “Contact” adlı roman, 1997 senesinde film olarak beyaz perdeye yansıtılmış ve bi hayli beğeni toplamıştır.
Carl Sagan, 20 Aralık 1996 tarihinde Seattle’da öldü.