Afife Jale, 1902 senesinde İstanbul’da dünyaya geldi. 13 Nisan 1919 tarihinde, Hüseyin Suat’ın “Yamalar” adlı oyununda, Emel rolü ile ilk kez sahneye çıktı. Asıl ismi Afife olan sanatçı, bu oyunda “Jale” takma ismini kullanmış ve ardındanları Afife Jale adıyla anılmaya başlanmıştır. Babası Hidayet Bey, annesi Methiye Hanım, kardeşleri Behiye Hanım ve Salâh Bey’dir.
Babası Hidayet Bey, onun tiyatrocu olmasına karşıydı ve oyunculuğu hafiflik olarak görmekteydi. Afife evden ayrılmak zorunda kaldı. Tek destekçisi annesi Methiye Hanım’dı. İki kardeşinden Behiye evliliğinden dolayı, ağabeyi Salâh da işinden dolayı İstanbul dışındaydı. Yazar Selim İleri onun evden ayrılması ile ilgili şöyle demiştir: “Aileden koptuğu düşünülemez Afife Jale’nin. Sonuna kadar aileyle bağı sürdürmekte. Sonuçta aile hem tiyatrocu olması bundan dolayı ona karşı yadırgayıcı da yaklaşım göstermiş ama sonuna kadar onu bırakmamış. Çünkü en düşkün zamanlarında da yine erkek kardeşinin evinde kalıyor. Tabi aile herhalde, mecburi olarak biraz uzak durmak zorunda kalmış. Lakin sonuna kadar koruduklarını zannediyorum.”
Darülbedayi’deki oyunları polis aracılığıyla basılmaktaydı. “Tatlı Sır” adlı oyunu polis aracılığıyla basıldığında Ermeni bir tiyatro oyuncusu olan Kınar Hanım aracılığıyla arka bahçeden kaçırılan sanatçı, “Odalık” oyununu sahnelerken yine polis baskınıyla karşılaşması sonucu makine dairesinden kaçırılarak polisin elinden kurtulmayı başardı. O dönemki Dahiliye Nezareti (şimdinin İçişleri Bakanlığı) paylaşımı yaptığı bir bildiriyle Müslüman Türk kadınlarının sahneye çıkmasını yasakladı ve bu durumu Darülbedayi yöneticilerine açıkladı. Darülbedayi yöneticileri git gide artan baskılar sebebiyle Afife’nin Darülbedayi’deki ücretli görevine de son verdi. Bu zamanda maddî sıkıntılar da çekmeye başladı. Yaşadığı sıkıntılar sebebiyle şiddetli baş ağrıları çekmeye başladı. Doktoru morfinle tedavi yoluna gidince sanatçı morfin bağımlısı oldu.
1923’te Atatürk’ün emriyle Türk kadınları sahneye çıkabilmeye başladı ve Afife’nin korkuları son buldu. Anadolu’da turneye çıkan sanatçı yeni tiyatro ile Kadıköy’de sahne aldı. Lakin morfin bağımlılığı sanatçının sağlığını iyice bozdu. Bundan dolayı tiyatroyu bırakmak zorunda kaldı.
Tiyatroyu bıraktıktan sonra büsbütün mutsuzluğa kapılan sanatçı, 1928 senesinde bir arkadaşıyla Hafız Burhan’ı dinlemeye gittiklerinde ona tamburuyla eşlik eden Selahattin Pınar ile tanıştı. Pınar ile 1929 senesinde evlendi. Selahattin Pınar, “Nereden Sevdim O Zalim Kadını” gibi bir çok ölümsüz şarkıyı onun için bestelemiştir. Lakin Afife’nin morfin bağımlılığı kontrol edilemez duruma geldi ve evliliklerini olumsuz etkiledi. 1935 senesinde boşandılar.
Afife Jale, uyuşturucu bağımlılığından kurtulamadı ve Darülbedayi’deki dostlarının yardımıyla Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yatırdı. Yaşamının son senelerını burada geçiren sanatçı, 1941’de (39 yaşındayken) burada vefat etti.
Günümüzde Yapı Kredi Sigorta aracılığıyla tertip edilen ve gelenekselleşmiş hale gelen Afife Tiyatro Ödülleri her sene sanatçının anısına düzenlenmektedir.