Hüseyin Cahit Yalçın, 7 Aralık 1875 senesinde Balıkesir’de dünyaya geldi. İstanbullu bir ailenin oğlu olan Hüseyin Cahit’in babası, orta halli bir maliye memuru (Aşar Müdürü) olan Ali Rıza Efendi, annesi Fatma Neyyire Hanım’dır. Hüseyin Suat adında ağabeyi mevcuttur. İlköğrenimini İstanbul’da, ortaöğrenimini Serez’de Askeri Rüştiye’de bitirdi.
1889’da İstanbul’daki Dersaadet İdadi Mülkisi’ne kaydoldu. Edebiyata ilgisi öğrencilik senelerında başladı. İlk romanı “Nadide 1891’de yayımlandı.
Hüseyin Cahit Yalçın, liseyi bitirdiktan sonra 1893-1896 senelerı içinde İstanbul’da, Mekteb-i Mülkiye’de yüksek öğrenim gördü. Okulun son sınıfında birkaç arkadaşıyla “Mektep” adlı dergiyi çıkararak gazeteciliğe başladı. Daha sonra Edebiyat-ı Cedide topluluğuna katılan Hüseyin Cahit, gazetecilik yaşamını Servet-i Fünun dergisinde yayımlanan öyküleri, sanata ilişkin makalelerinin bunun yanında, Mütalaa, Tarik, Sabah ve Saadet gibi gazetelerdeki yazıları ile de sürdürdü.
1896’da yüksek öğrenimini ikincilikle tamamlayan Hüseyin Cahit Yalçon, bir süre Maarif Nezareti Mektub-i Kalemi’nde çalıştıktan sonra 1897 senesinden bu yana Vefa ve Mercan İdadilerinde Türkçe, Fransızca öğretmenliği ve idarecilik yaptı. 1899’da ilk öykü kitabı Hayat-ı Muhayyel yayımlandı.
1900 senesinde Tevfik Fikret’in dergiden ayrılmasından sonra Servet-i Fünun Dergisi’nin yönetimini üstlendi. 1901’de ikinci romanı Hayal İçinde Servet-i Fünun’da tefrika edildi. Dergi, 16 Ekim 1901’de yayımlanan, Fransızcadan çevirdiği “Edebiyat ve Hukuk” adlı bir yazıda Fransız İhtilali’nden söz edildiği gerekçesiyle II. Abdülhamid yönetimince kapatılınca bir süre yazı yaşamından çekildi. 1901-1908’de dil bilgisi ve sözlük çalışması yaptı, “Türkçe Sarf ve Nahiv” adında bir dil bilgisi kitabı hazırladı.
1908 senesinde II. Meşrutiyet’in ilanından sonra memuriyetten ayrılan ve edebiyatı bırakan Hüseyin Cahit Yalçın; gazeteciliğe ve siyasete başladı. İttihat ve Terakki yöneticilerinin isteği üzerine Ağustos 1908’de Tevfik Fikret ve Hüseyin Kazım Kadri ile birlikte Tanin gazetesini kurdu. İlk sayısı 1 Ağustos 1908 tarihinde yayımlanan gazetenin başyazarlığını üstlendi. İttihat ve Terakki’nin siyasi alanda bir nevi kalemşoru oldu. Tanin, zamanla kamuoyunun gözünde İttihat ve Terakki ile özdeşleşti ve onun yayın organı olarak görüldü.
Hüseyin Cahit, aynı yıl İttihat ve Terakki’den milletvekili seçildi. 1908-1912 Osmanlı Meclisi Mebusanı ile 1912 Nisan-Ağustos aylarında Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda İstanbul milletvekili olarak yer aldı. Meclisin ikinci dönem çalışmalarında meclis başkanlığını yürüttü.
31 Mart Ayaklanması sırasında ayaklanmayı çıkaran gerici güçler aracılığıyla matbaası basılan ve öldürülmeye çalışılan Hüseyin Cahit, saklanıp kurtulurken Lazkiye milletvekili Mehmet Aslan Bey, ayaklanmacılar aracılığıyla Hüseyin Cahit sanılarak öldürüldü. Hüseyin Cahit ise Rus elçiliğinin yardımı ile Romanya’ya kaçtı ve V. Mehmet Reşat’ın tahta çıkarıldığı 27 Nisan 1909 tarihinde ülkeye dönerek gazetesinin yayınını sürdürdü.
1911 senesinde Maliye Bakanı Mehmet Cavit Bey’in teklifi ile Düyunu Umumiye Dayinler vekili olarak görev verildi. 1922 Mayısında adaylığı Ankara hükümeti aracılığıyla reddedilinceye kadar bu görev sebebiyle yüksek bir aylık almayı sürdürdü.
Hükümete yönelik eleştirileri yüzünden 1912’de gazetesinin kapatılması üzerine Viyana’ya kaçan Hüseyin Cahit Yalçın, Bâb-ı Âli Baskını’ndan sonra İstanbul’a dönebildi. 31 Ocak 1913 tarihinde yeniden çıkartmaya başladığı Tanin’de eleştirilerini artık İttihat ve Terakki’ye yöneltti. Partiden gelen ikazların sıklaşması üzerine Tanin’i 30 Ocak 1914 tarihinde partiye sattı.
Hüseyin Cahit, I. Dünya Savaşı sonrası İstanbul’un işgal edilip meclisi dağıtan İngilizler aracılığıyla Şubat 1919’da tutuklanıp “Bekirağa Bölüğü’ne” konulan 78 kişi içindeydı. Diğer tutuklularla birlikte Malta’ya sürüldü (Haziran 1919). Malta’da bunun bunun yanındalıklı bir konumda oldu; bir otelde yahut pansiyonda oturmasına, ailesini getirmesine izin verildi. Sürgünlüğü sırasında İngilizce ve İtalyanca öğrendi. “Oğlumun Kütüphanesi” adlı çeviri dizisini hazırlamaya başladı. 16 Mart 1921 tarihinde Türk ve İngiliz hükümetleri içinde imzalanan anlaşma ile serbest bırakıldı. Diğer sürgünlerden ayrı olarak varlıklı diğer üç kişi ile birlikte 29 Nisan 1921 tarihinde adadan ayrıldı. Ailesi ile birlikte diğer Avrupa şehirlerini gezdikten sonra 15 Temmuz 1922 tarihinde işgal altındaki İstanbul’a döndü.
Hüseyin Cahit, 1922’de Malta’dan İstanbul’a döndükten sonra Tanin adıyla gazete çıkarmasına izin verilmeyince gazeteyi “Renin” adıyla çıkarmaya başladı. Bir yandan da çeşitli çeviri eserler paylaşımı yaptı. Hüseyin Cahit, gazetesinde Anadolu’da devam eden milli mücadeleyi destekleyici yazılar kaleme aldı ve bir süre sonra gazetesinin adını Tanin’e dönüştürdü. Her ne kadar yazılarıyla İstiklal Savaşı’na destek verse de Saltanatın kaldırılması, cumhuriyetin ilanı, halifeliğin kaldırılması konularındaki tutumu sebebiyle gazete Ankara hükümeti aracılığıyla muhalif bir yayın organı haline gelmekle suçlandı ve Hüseyin Cahit Yalçın, muhalif gazeteci ilan edildi.
Lozan Anlaşması’ndan sonra Hint asıllı iki İngiliz’in İngiltere İslam Cemiyeti adına başbakanlığa gönderdikleri mektubu, halen başbakanlığa ulaşmadan, 5 Aralık 1923 tarihinde gazetesinde yayımlanması sebebiyle İstiklal Mahkemesi’nde yargılandı. Başka iki gazetenin daha (İkdam ve Tevhid-i Efkar) başyazar ve müdürlerinin yargılandığı duruşmalar Ocak 1924’e kadar sürdü ve mahkeme tüm gazetecilerin beraatine karar verdi.
13 Şubat 1925 tarihinde çıkan Şeyh Said İsyanı sonrasında İsmet İnönü öncülüğünde kurulan yeni hükümet, Takrir-i Sükun yasasını çıkarmıştı. İsyanın sorumlusu olarak İstanbul basını gösterilince Takrir-i Sükun yasası ile kurulan iki İstiklal Mahkemesi’nden birisi İstanbul’a gönderildi ve çoğunluğu muhalif olarak bilinen bir çok basın organı 6 Mart 1925 tarihinde kapatıldı. Aynı gün Hüseyin Cahit, bundan böyle siyasal yazılar yerine anı, ilmi makale ve hikayeler yazacağını açıkladı. Ne var ki Terakkiperver Parti’nin İstanbul Merkez Şubesinin 12 Nisan’da aranmasını gazetede “Dün Gece Terakkiperver Fırka basıldı” şekilinde açıklamanca, Tanin de 16 Nisan’da süresiz kapatıldı. Gazetenin sahibi ve başyazarı olan Hüseyin Cahit, 20 Nisan’da Cebeci Hapishanesi’ne konuldu. 7 Mayıs 1925 tarihinde sonuçlanan dava sonucu Çorum’da ömür boyu sürgün cezasına çarptırıldı.
Hüseyin Cahit, Çorum’da sürgün cezasını çekmekte iken İzmir’de cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’ya yönelik bir suikast girişimi görülmektedirıldı. Kurulan İstiklal Mahkemesi, suikastın arkasında eski İttihatçıların olabileceğini değerlendirerek 1923 senesinde İstanbul’da Mehmet Cavit Bey’in evinde İttihatçıların yaptığı toplantıya katılanları Ankara ‘da yargılamaya karar verdi. Görülen dava sonucu 26 Aralık 1926 tarihinde Cavid Bey, Dr. Nazım, Hilmi ve Nail Bey’lerin idamına karar verildi ve cezaları o gece infaz edildi. Davada yargılananlardan birisi olan Hüseyin Cahit, beraat etti. İdam edilen arkadaşı Mehmet Cavit Bey’in eşine ve oğlu Şiar’a sahip çıktı.
1926’da sürgün cezası kaldırılınca İstanbul’a döndü. Ne yeniden gazetecilik yapma olanağı ne debaşka bir iş bulabildi; Malta sürgünü sırasında çevirdiği kitapları yayımlayarak geçim sıkıntısını hafifletmeye çalıştı. 1930 senesinde Sanayi ve Maadin Bankası İdare Meclisi Başkanlığına atandı. 1933’te gerçeklelen I. Türk Dili Kurultayı’nda devlet müdahalesi ile dil değişikliği yapılamayacağını savundu. Dil hususundaki resmi görüşe karşı çıkması, bankadaki görevine son verilmesine yol açtı.
1933’te Akşam gazetesinde yazılar yazmaya ve cumhuriyetin 10. Kuruluş yıl dönümünden bu yana Türk kültür yaşamının önemli yayın organlarından birisi olan Fikir Hareketleri dergisini yayımlamaya başladı. Fikir Hareketleri Dergisi, 1940 yılına kadar yayın yaşamını sürdürdü ve 364 sayı yayımlandı. Derginin tüm yazılarını Hüseyin Cahit Yalçın yazdı, liberal demokrasiyi savundu. Siyasete atıldığı 1939 yılına kadar dergide iç politika ile alakalı güncel yazılar yazmaktan uzak durdu. 1935-1946 içinde Yedigün Dergisi’nde sohbet, deneme, gezi yazıları yayımladı.
Atatürk’ün ölümünden sonra, İsmet İnönü’nün teklifiyle tekrar politikaya dönmüştür. V. Dönem (Ara Seçim),VI. Dönem Çankırı, VII., VIII. Dönem İstanbul ve IX. Dönem Kars Milletvekilliği yapmıştır. Milletvekilliği sırasında Birleşmiş Milletler Filistin Uzlaştırma Komisyonu kullanıcı hesabı yaptı, partisinde Grup Başkan Vekilliğine seçildi, Türk Basın Birliği Başkanı oldu. CHP’nin siyasi görüşlerini savundu.
1943-47 senelerı içinde Tanin Gazetesi’ni tekrar paylaşımı yaptı. Gazetede 3 Aralık 1945 tarihinde yayımlanan makalesinde komünizm propagandası yapmakla suçladığı Tan Gazetesi’ni açıkça hedef olarak göstermiş, ertesi gün Sabiha Sertel’i Moskova’nın emrinde biri olarak tanıtmıştı. O gün, Türk basın tarihinde Tan Gazetesi Baskını diye anılan olay gerçekleşti. Tan Matbaası’nın basılmasıyla başlayan olaylar dizisinde Hüseyin Cahit Yalçın’ın makalesinin büyük rolü olduğu kabul edilir. Hüseyin Cahit Yalçın bu olay sonrasında, olay ile ilgili hiçbir yorum yapmamıştır. Tanin, 14 Kasım 1947 tarihinde, 1542. sayısı ile yayınına son verdi.
Hüseyin Cahit Yalçın, Tanin Gazetesini kapadıktan sonra 11 Eylül 1948 tarihinden bu yana CHP’nin resmi yayın organ olma özelliği taşıyan Ulus Gazetesi’nde başyazarlık yaptı. En önemli polemiklerini Cumhuriyet’teki Nadir Nadi ile yaptı. Ulus, Yeni Ulus adı ile 8 Aralık 1953’de yeniden yayınına başladığında, Yalçın bu gazetenin de başyazarlığını yaptı. Ulus’ta yayına giren bir yazısı sebebiyle dokunulmazlığı kaldırıldı.
Hüseyin Cahit Yalçın, Demokrat Parti yönetimine karşı bir yazısından dolayı 1954’de 79 yaşında tutuklanarak hapse girdi ve kısa süre sonra Cumhurbaşkanı aracılığıyla bağışlanarak çıktı. Cezaevinden çıktıktan sonra da yazı yazmayı ve iktidarı eleştirmeyi sürdürdü.
Hüseyin Cahit Yalçın, 1957 seçimlerinde tekrar milletvekili adayı oldu fakat seçimlerin sonucunu öğrenemeden 18 Ekim 1957 tarihinde İstanbul’da yaşamını yitirdi. Cenazesi, Feriköy Mezarlığı’na toprağa verildi.
Hüseyin Cahit Yalçın Eserleri – Kitapları
Nadide (roman)
Kavgalarım (eleştiri)