Âdile Sultan, 1826 senesinde, İstanbul’da, Padişah II. Mahmut ile eşlerinden Zernigar Sultan’ın kızı olarak dünyaya geldi. Babası Padişah II. Mahmut sanatçı kişiliği ile öne çıkmış, özellikle hat ve musiki ile yakında zamandan ilgilenmiş bir padişahtı.
Âdile Sultan sarayda çok iyi bir eğitim görmüş, ardından da Kaptan-ı Derya Mehmet Ali Paşa ile evlenmiştir. Mehmet Ali Paşa ardından sadrazam olacak, ama çiftin mutlu evliliği ciddi kayıplarla yüzleşecektir. Öncelikle üç çocuklarını kaybederler, ardından Mehmet Ali Paşa ölür, son kez da genç kızı Hayriye Hanım Sultan vefat eder. Ölümlerle sarsılan Adile Sultan yoğun bir kedere gömülür, Nakşibendi tarikatına girer.
Âdile Sultan, 1898 senesinde vefat etti. Türbesi İstanbul Eyüp’te, Bostan İskelesi yakınındadır.
Döneminin ünlü kadın şairleri Leylâ ve Fıtnat hanımlardan yetenek ve teknik bakımdan daha az başarılı sayılsa da Âdile Sultan özellikle Osmanlı tarihine tuttuğu ışık sebebiyle mühimdir. Babası, annesi, kardeşleri ve çevresi ile ilgili yazdıkları dönemin saray erkanının ve yönetiminin bilinmesina yardımcı olmaktadır. Bunun dışında Adile Sultan’ın önemli bir vasfı da Osmanlı hanedanından Divan tertip etmiş tek kadın şair olmasıdır. Ayrıca Muhibbî (Kanuni Sultan Süleyman) Divanı’nın basılmasını sağlamıştır.
Hayatında bir dönüm noktası teşkil eden kayıplarının tesirini şiirlerinde görmek olabilecekdür; Çocuklarının ve eşinin arkasından hissettiği hüznü çeşitli şiirlerinde yoğun bir biçimde işlemiştir. Aruzun bunun yanında hece vezniyle (ölçüsü) de şiirler yazmıştır. Şiirlerinde Yunus Emre, Fuzuli ve Şeyh Galip gibi ünlü şairlerin tesirini görmek olabilecekdür. Şiirleri 1996’da “Adile Sultan Dîvânı” ismiyle yayımlanmıştır.
Âdile Sultan Gazeli
Aşkta kanun imiş âşıklara cevr eylemek
Âşık oldur kim cefâ-yı yâre sabretmek gerek
Aşk nâz ü şîve evvel gösterir âşıklara
Âşık ol demde ona cânı fedâ etmek gerek
Âşıkın fakat murâdı dostunun maksûdudur
Çekse de bin derd ü mihnet hep sebât etmek gerek
Arzû-yı dü-cihândan geçmedir aşka nişân
Terk-i cân edip reh-i cânâna azm etmek gerek
Âftâb-âsâ bilip her zerresin nûr-ı safâ
Her belâ dosttan gelir kim merhabâ etmek gerek
Havf-ı a’dâ eylemez olan müsellah aşk ile
Yanmadan Hakka erilmez pertev-i tevhîd gerek
Nefsle cehd et tecellî eylesin aşk-ı Hudâ
Beyt-i kalbi Âdile ma’mûr ü pâk etmek gerek