Ahmed Cevdet Paşa, 1822 senesinde dünyaya geldi. 19. yüzyıl Türkiye’sinin ileri gelen bilim ve devlet adamlarındandır. 1839 yılı başlarında, büyükbabası aracılığıyla tahsil görmesi için İstanbul’a gönderilmiş olan Ahmed Cevdet Paşa, burada kısa bir sürede kendini göstermiş ve devrin önemli bilim adamları olan Hâfız Seyyid Efendi, Doyranlı Mehmed Efendi, Vidinli Mustafa Efendi, Kara Halil Efendi ve Birgivi Hoca Şakir Efendi’den nakli ilimleri, Miralay Nûri Bey ve Müneccimbaşı Osman Sâbit Efendi’den de hesap, cebir ve hendese gibi akli ilimleri tahsil etmiştir.
Ahmet Cevdet Paşa’nın bilim tarihi yönünden önemli olan yapıtı “Takvimü’l-Edvâr” (Dönemlerin Takvimi, 1870) adını taşır. Bu yapıtında Ahmed Cevdet Paşa, Şemsi ve Hicri takvim ilkelerini temele alan yeni bir takvim önerisinde bulunmuştur. Eser iki amaçla kaleme alınmıştır: Birincisi, yazarın kendi deyimi ile “Lisân-ı türki ilim lisânı olamaz diyenlere lisânımızın her şeye kâbil olduğunu ve bu lisân ile her fenden güzel eserler yazılabileceğini” göstermek, ikincisi ise yeni bir takvim önermektir.
Bu yapıttan anladığımız kadarıyla, Osmanlı Devleti’nin başlangıç dönemlerinde seneleri kameri, ayları şemsi olan bir takvim kullanılmış ve maaşlı askerlerin maaşlarına karşılık gelen gelirler ise kameri aylar itibariyle toplanmıştır. Lakin bu durum hazinede bir takım zorluklar görülmektedirtmış ve hazine açık vermeye başlamıştır.
Bu ve buna benzer nedenlerle, Ahmet Cevdet Paşa başkanlığında, Müneccimbaşı Tâhir Efendi, Divân-ı Ahkâm-ı Adliyye âzâsından Vgit gide artan Bey, Mekteb-i Harbiyye-i Şâhâne hocalarından Miralay Vidinli Tevfik Bey, Rassâd Kombari ve Divân-ı Ahkâm-ı Adliyye memurlarında Şehbazyan Efendi’den bir araya gelen bir komisyon kurulmuş ve bu komisyonun ulaştığı sonuçlar bir mazbata ile sadrazama sunulmuştur. Lakin bu öneri her nedense uygulamaya konulmamıştır. İşte, bu komisyon aracılığıyla önerilen takvimin esaslarını, Ahmed Cevdet Paşa aracılığıyla Takvimü’l-Edvâr’da anlatılmıştır.
Ahmet Cevdet Paşa’nın tavsiye ettiği takvim aslında, şuana dek yapılan takvimler içinde en hassassı olan Ömer Hayyam’ın İsfahan Gözlemevi’nde tertip ettiği Celâli Takvimi’nden başka bir şey değildir. Yukarıda da belirtilmiş olduğu gibi, bu yapıtın en önemli yönlerinden birisi, Türkçe yazılmış olmasıdır.
Ahmed Cevdet Paşa’nın Türkçe’nin bilim dili haline gelmesine oldukça önem verdiği ve bunu gerçekleştirmeye çalıştığı görülmektedir. Ona göre, Osmanlı lisânının aslı Türkçedir; fakat Farsça ve Arapçadan birden fazla kelime alındığı için, üç dilden bir araya gelen bir dil haline gelmiştir. Osmanlıca yalınlaştırılmalı, eserler açık bir dille yazılmalı, yeni terimler bulunmalıdır.
Ahmet Cevdet Paşa, 26 Mayıs 1895 tarihinde İstanbul’da vefat etti. Kabri, Fatih Camii bahçesindedir.
Ahmet Cevdet Paşa Eserleri
Tarih-i Cevdet (1774-1825) – 12 cilt
Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa
Tezakir-i Cevdet (1839-1876)
Mecelle
Kavaid-i Osmaniye (Keçecizade Fuad Paşa ile)
Ayrıca Belagat-ı Osmaniye – Kavaid-i Türkiye
Takvim-ül Edvar-Miyar-ı Sedad
Adab-ı Sedat fi-İlm-il-Adab
Hülasatül Beyan fi-Te’lifi’l -Kur’an
Asar-ı Ahd-i Hamidi
Hilye-i Seadet
Ma’lumat-ı Nafia