Ahmet Kaya, 28 Ekim 1957 senesinde Malatya’da dünyaya geldi. Babası Sümerbank mensucat fabrikasında çalışan bir işçiydi. İlkokulu Malatya’da okudu. Müzikle 6 yaşında babasının armağan ettiği bağlama ile tanıştı. Okuldan geri kalan zamanlarında plak ve kaset satan bir dükkanda çalışmaya başladı. Ailesinin geçim sıkıntısı çekmesi sebebiyle 1972 senesinde İstanbul, Kocamustafapaşa’ya göç ettiler ve okulu bırakmak zorunda kaldı. İşportacılık ve çeşitli işyerlerinde çıraklık yaptı.
Bu zamanda ufak bir yerleşim yerinden büyük bir şehre taşınmanın ve alışmanın sıkıntılarını yaşadı. 16 yaşında yasadışı afiş basmaktan hapse atıldı. Daha sonra birkaç arkadaşıyla birlikte Halk Birimleri Derneği’nin çalışmalarına katıldı. Bu çalışmaları sırasında çeşitli etkinliklerde bağlama çalmaya sürdü. Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılan bir etkinlikte Ruhi Su ile tanışma fırsatı buldu ve Mahsus Mahal isimli Ruhi Su türküsünü dile getirdi.
İşsizlik sebebiyle ekonomik zorluklar çeker. Bu arada eşi kendisinden ayrılır. Bu ekonomik poblemlerindan kurtulmak umuduyla kendi deyimiyle “sistemin tersine hareket” ederek hapse girmeye çalışır. Nihayetinde uzun uğraşılar sonucu çıkardığı, ”Ağlama Bebeğim” adlı albümünü 1985 senesinde yayımladı. İstanbul Şan Tiyatrosu’nda ufak bir konser verir. Yayımlandığı yıl albüm toplatılır fakat ardından sansürü kaldırılır.
Gülten Hayaloğlu ile evlendikten sonra kardeşi Yusuf Hayaloğlu ve şiirleriyle tanışır. Sözlerinin çoğunluğunun Yusuf Hayaloğlu’na ait olduğu Yorgun Demokrat adlı albümü 1987 senesinde yayımlanır. 1988 senesinde yalnızca iki şarkının söz yazarlığını Hayaloğlu’nun yaptığı ve diğer kelimelerin tanınmış şairlerin şiirlerinden bir araya gelen Başkaldırıyorum albümü çıkar. Ardından 1989 senesinde yalnızca bağlama ve vokalin ile oluşturduğu konserlerinden bir derleme olan Resitaller-1 yayımlanır. Aynı yıl Osman İşmen’in düzenlemesiyle, kelimelerinin büyük çoğunluğunu Hayaloğlu’nun yazdığı İyimser Bir Gül albümü çıkar. 1990 senesinde Resitaller-1’in devamı niteliğinde olan Resitaller-2 albümü yayımlanır. Aynı yılın Ekim ayında çeşitli şairlerin şiirlerinden bir araya gelen Sevgi Duvarı isimli albümünü çıkartır.
Şarkılarım Dağlara albümü basılan 2.800.000 bandrolle rekor kırmıştır. Bu albümde bulunan Özgür Çağrı isimli şarkıda geçen Abin bir gün dağdan döner, sarılırsın yavrucağımgibi sözler sebebiyle albümü toplatılır, konser vermesi yasaklanır.
1990 senesinde Tatar Ramazan ve 1992 senesinde Tatar Ramazan Sürgünde filmlerinin müziklerini yaptı. 1994 senesinde prodüksiyonunu Gülten Kaya ve Yusuf Hayaloğlu’nun yaptığı, Kanal D’de yayına giren Ahmet Abi’nin Vapuru programını yapar. Bu program yalnızca 13 hafta sürer. Bu programa Nihat Akgün’ün katılması ve JET-PA’nın sponsorluğunu yapması büyük eleştiriler alır.
İlk dönem albümlerinde genelde bağlamaya ağırlık verdi. Ahmet Kaya’nın tarzı pop, Türk halk müziği ve arabesk kategorilerine tam anlamıyla dahil edilemediği için özgün müzikdenilmeye başlandı. Kendisi müzik tarzının devrimci arabesk yahut protest olarak tanımlanmasına karşı çıktı. Sözlerini kendisinin yazdığı bestelerle birlikte, Attila İlhan, Can Yücel, Nevzat Çelik, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Enver Gökçe, Ahmet Arif gibi tanınmış şairlerin şiirlerini de bestelemiştir. Genelde şarkılarında toplumsal meseleler işlenir. Toplam 22 albümünde yalnızca bir Kürtçe şarkısı (Karwan) mevcuttur ve bir tane de Kürtçe açılış bulunur.
Boğaziçi Üniversitesi’nde Ruhi Su ile tanışıp Mahsus Mahal isimli türküyü çaldığı zaman, Ruhi Su bağlamanın bu biçimde, at teper gibi çalınmayacağını söyler. Yıllar sonra Ahmet Kaya bir konserinde bağlama çalarken bu olaya nüktedan bir gönderme yaparak “Bağlama böyle de çalınır,” der.
10 Şubat 1999 tarihinde Magazin Gazetecileri Derneği’nin Princess Otel kongre salonunda tertip edilen ödül merasiminde yılın en iyi sanatçısı ödülünü aldı ve ödül konuşmasında: “Ben bu ödül için İnsan Hakları Derneği’ne, Cumartesi Anneleri’ne, tüm basın emekçileri ve tüm Türkiye halkına teşekkür ediyorum. Bir de bir açıklamam var: Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayınlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayınlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını bilmiyorum.” dedi. Bunun kelimeleri üzerine davetlilerin bir kısmı tepki gösterip, küfür etmeye ve kendisine çeşitli eşyalar fırlatmaya başladılar. Ahmet Kaya, MGD personelleri aracılığıyla kongre salonundan olağan koşullarda dışarıya çıkartıldı.
Bu olayın hemen sonrasında Ahmet Kaya’nın 1993 senesinde Berlin’de Kürt İşadamları Derneği’nin gerçekleştirdiği bir gecede verdiği söylenen bir konsere ilişkin fotoğrafların Hürriyet Gazetesi’nde yayına girmesi üzerine “Bölücü PKK örgütüne yardım ve yataklık yaptığı ve halkı ırk farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” iddiasıyla ile ilgili İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde toplam 10.5 yıl ağır hapis istemiyle iki ayrı dava açıldı. 16 Haziran 1999’da Türkiye’den ayrıldı. Yargılamaların neticesinde gıyabında toplam 3 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı. Daha sonra bu fotoğrafların düzmece olduğu belirlendi.
1999 senesinde Münih’de PKK yanlıları aracılığıyla tertip edilen konserde ‘‘Arabamı o şerefsizlerin memleketinde bıraktım’’ dediğini iddia eden Hürriyet Gazetesi haberi için ile ilgili DGM aracılığıyla bir kez daha soruşturma başlatıldı. 9 Şubat 2000 senesinde Zaman Gazetesi’ne yaptığı röportajda “Ben 3 tane şerefsizin yüzünden ülkemde arabama bile binemedim dedim” diyerek yalanladı. 1999’da Almanya’nın Münih şehrindeki Barış, Demokrasi ve Özgürlük Festivali isimli organizasyonda dile getirdiği ve içinde “Kürdüz Ölene Kadar, Vallahi biz dostu özledik, Kürdüz sonuna kadar, Vallahi Apo’yu özledik” kelimeleri geçen şarkısı sebebiyle eleştirildi. 1999 senesinin Mart ayında Ordu Valiliği, Ahmet Kaya’nın kasetlerinin şehirde satılmasını ve bulundurulmasını yasakladı.
Ahmet Kaya, yasal suçlamaların bunun yanında farklı bölgelerce lüks içinde yaşarken yoksulluk edebiyatı yapmakla suçlandı. Bu eleştirilerle alakalı olarak yöneltilen bir soruya şu biçimde yanıt verdi:
2002 senesinde Ahmet Kaya’nın şarkılarını 20 ünlü sanatçının dile getirdiği Dinle Sevgili Ülkem isimli bir albüm yapılmış , Magazin Gazetecileri Derneği’nin gecesinde açıkladığu Kürtçe Karwan (Kervan) parçasının ve klibinin de olduğu Hoşçakalın Gözüm, Biraz da Sen Ağla adlı albümü yayımlandı. Père Lachaise Mezarlığı 71. bölüm’nda bulunan mezarı 2003 senesinde tekrar düzenlendi. Ağırlığı 3.5 tonu bulan mezarının üzerinde kardelen motifleri, enstrümanlar, Kastamonu yazması deseni, İstanbul silueti, şarkı kelimeleri ve büstü bulunmaktadır. Kalsın Benim Davam. ve Gözlerim Bin Yaşında (Aralık 2006) adlarında dört albümü daha yayınlanmıştır.
4 Eylül 2007 tarihinde Türkiye’de kendi ismine açılan tek yer olan Ahmet Kaya Halk Evi, Batman’da açıldı. 2009 senesinde AK Parti hükümeti aracılığıyla mezarının Paris’ten Türkiye’ye taşınması hususunda fikirler ortaya atıldı. Ahmet Kaya’nın kabri halen Paris’in Père Lachaise Mezarlığı’nda bulunmaktadır.
Haziran 2012’de Magazin Gazetecileri Derneği aracılığıyla ”Ahmet Kaya Özel Ödülü” verileceği bilgisi verildi. İlk ödülü Kaya’nın bağlamacısı Ümit Yılmaz’ın alacağı söylendi.
28 Ekim 2013-de 2013 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nde ‘müzik’ bölgesindeki ödül Ahmet Kayaya verildi.