Burhanettin Tepsi, 1882 senesinde Tarsus’ta dünyaya geldi. Babası, Tunus eşrafından Mısrizade Yusuf Neyyir Bey, bunun yanı sıra “Gülzar-ı Hayal” adlı bir romanı ve Lamartine’den yaptığı birkaç çevirisi ile genç bir yazar olarak bilinmekteydi. Burhanettin Tepsi ise, babasının 28 yaşında ölümünün sonrasında 2 yaşında yetim kaldı.
1903 senesinde Galatasaray Lisesi’nden mezun olduktan sonra Hariciye’ye girerek Sadaret Tercüme Dairesi’nde bulundu. Öğrencilik senelerında Mardiros Mınakyan’ın temsillerinin etkisinde kalan Burhanettin Tepsi, kimseye haber vermeden Mısır’a kaçtı. Orada bir Fransız kumpanyasında kısa bir süre çalıştıktan sonra Tarsus’ta bulunan mallarını sattırarak yüklü bir para ile Marsilya Konsolosluğu’na atanan ağabeyinin yanına gitti ve Paris’e yerleşti.
Paris konsevatuarında ünlü aktör Sylvain’in sınıfında öğrenim gördü. Fransızcasını geliştirmiş olarak yurda döndüğünde Bab-ı Ali’de çevirmen olarak çalışmaya başladı. Ardından Sadaret (Başbakanlık) tercümanlığına yükseldi. Lakin Sadaretteki görevinden istifa etti. Sonra Mısır’a gitti. Oradan da Fransa’ya geçerek uzun bir süre Fransa’da tiyatro eğitim hayatına sürdü.
Bilhassa Comédie Française oyuncularından Silvain ile karısı Louise Silvain yanında sahne görgüsünü artırmış olarak Fransa içinde turnelerde Rolland ve Britannicus oyunlarında önemli rollere çıktı.
1908 senesinde Meşrutiyetin ilanı ile İstanbul’a döndü. İlk başta Ermeni aktör ve aktrislerin çoğunlukta olduğu İstanbul sahnelerinde bir süreliğine ufak rollerle yetinmek zorunda kaldı. Sonra bir Heyet-i Edebiye kurdu ve Abdülhak Hamit Tarhan’ın bazı eserlerini temsil ederek aktörlüğe başladı. Yerli ve yabancı eserler sahneledi. 1909 senesinde Sahne-i Milliye-i Osmani ve Yeni Tiyatro Kumpanyası adlarını taşıyan topluluklar kurdu.
1911 senesinde Silvainler ile birlikte Sofokles ve Euripides gibi klasik oyunları sahnelerken basının en fazla yer verdiği sanatçılardan biri oldu. Türkiye’ye dönüşünden bu yana birkaç kez topluluk oluşumunda yer aldıysa da (en önemlileri Müze-i Hümayun müdürü Osman Hamdi Bey ve Recaizade Mahmut Ekrem’in olduğu Sahne-i Osmaniye oluşumudur) bunların başarılı olamaması neticesinde, kendi tiyatro ekibini kurarak, Meşrutiyet tiyatrosunda yerini pekiştirdi. Bu zamanda ilk kez Sahne-i Milliye-i Osmaniye adlı tiyatro topluluğunda yer aldı. Sonra Sahne-i Osmaniye’ye geçti ve Reşat Rıdvan Bey’le Yeni Tiyatro Kumpanyası’nı kurdu. Burhanettin Tepsi, Reşat Rıdvan Bey ile birlikte Odeon Tiyatrosunu kurdu. O dönem bir çok tiyatrocu yetişti. Bu tiyatroda “Sahne-i Milliye-i Osmani” adı altında oynadıkları Dreyfüs, Othello, Gülnihal, Mürebbiye, Haydutlar ve daha başka oyunlarda Muhsin Ertuğrul da çeşitli rollere çıktı.
Kurduğu tiyatroda Behzat Butak, Muhsin Ertuğrul, Muvahhit Rafet, Şadi, Nureddin Şefkati, Kemal Emin, İsmail Galip Arcan, Hüseyin Kami, Doktor Neşat Halil, Emin Beliğ gibi sanatçılarla çalıştı. Sahnede ilk heyecan senelerı içinde bazı başarılı işler yaptı. Lakin dengeyi koruyamadı.
Burhanettin Tepsi bir Fransa ziyaretinde kendinden 28 yaş ufak Saniye Hanım ile tanışarak, evlendi.
1. Dünya Savaşı senelerından sonra 1924 senesinde eşi ile birlikte ayrıldığı Türkiye’yeden Fransa’ya gitti. 18 yıl sonra II. Dünya Savaşı başladığında tekrar döndü ve kurduğu Burhanettin – Saniye Tepsi Tiyatrosuyla sahne aldı. Lakin tam bir hüsrana uğrayarak, 1942 senesinde Muhsin Ertuğrul ve dostlarının gerçekleştirdiği jübileyle sanat yaşamına son noktayı koydu.
1947 senesinde da, çok erken adı verilen bir yaşta, kalp krizinden yaşamını yitirdi. Bu büyük ve yakışıklı aktörden geriye, Türk tiyatrosunu uzun bir süre öncülük etmiş, kendi kendini yetiştirmiş ve etrafındaki genç kabiliyetleri toplayarak tiyatro toplulukları kurmuş unutulmaz bir Burhanettin Tepsi ismi kalmıştır. Afife Jale, Behzad Budak, İsmail Galip Arcan ve Muhsin Ertuğrul gibi tiyatrocuların yetişmesinde büyük katkısı mevcuttur.
İstanbul Belediyesinin kurduğu ve 1914 senesinde açılan Darülbedayi-i Osmani’nin ilk öğretmelerinden olması yanında belki de ülkemizin ilk diplomalı aktörüdür. Fransa’da iken yazdığı “İstanbul Çiçeği’ adlı bir tiyatro oyunu ile ödül kazanan sanatçıya LAUREAT de L’ACADEMIE payesi verildi.
1920 senesinden sonra Mısır’a giderek Mısır tiyatrosunun gelişimine büyük katkılarda bulunan sanatçı, ardından Avrupa ülkelerinde gezerek çeşitli araştırma ve çalışmalar yaptı.
1940 senesinde Türkiye’ye dönerek kendi adını verdiği Burhanettin Tiyatrosu‘nu kuran Burhanettin Tepsi’nin yönetmenliğinde, Muhsin Ertuğrul, Afife Jale gibi isimler sahneye çıktı.
Burhanettin Tepsi, 1918 senesinde Müdafaa-i Milliye Cemiyeti’nin yapımcılığında, yönetmenliğini Sedat Simavi’nin yaptığı görüntü yönetmeni Burhan Felek olan “Alemdar Mustafa Paşa” adlı sinema filmini basında çeşitli tartışmalara neden olan ilk tarihsel film denemesinde oynadı. Lakin film montaj aşamasındayken 1. Dünya Savaşı bitti. Savaştan sonra Müdafaa-i Milliye Cemiyeti tasfiye edildiğinden, film bitirilemedi.
Burhanettin Tepsi, 20 Şubat 1947 tarihinde geçirdiği bir kalp krizi neticesinde İstanbul’da vefat etti.
1928 Jaima La Double – V. Murat
1918 Alemdar Mustafa Paşa