Dante Alighieri, 1265 senesinde Floransa’da dünyaya geldi. Dante’nin ailesi köklü ve asil bir aile olmakla birlikte, sonradan yoksul düşmüş ve aristokratik önemini kaybetmişti. Dante’nin babası II. Alighiero ile ilgili çok fazla bilgi yoktur, mesleği bilinmemekle birlikte noter, hakim yahut faizci olduğuna dair çeşitli görüşler mevcuttur. II. Alighiero ile ilgiliki belki de tek “kesin” bilgi onun Guelfolar partisine mensup olduğudur.
O sıralarda yönetim Ghibellinolar’daydı ve Ghibellinolar Guelfoları sürgün ederek şehirden uzaklaştırmışlardı. Dante’nin babası II. Alighiero Guelfolardan olmasına ve Dante dünyaya geldiğunda Floransa Ghibellinoların yönetiminde bulunmasına rağmen, II. Alighiero ve ailesi Floransa’da ikamet etmekteydi. Dante babasını sevmezdi, bunun nedeni babasının kötü ünü yahut silik kişiliği olabilir. Eserlerinin hiçbir yerinde babasından söz etmemiştir, aksine her fırsatta şövalyelik payesi bulunan dedesi Cacciaguida’dan bahseder, ailesinin soyunun Roma’veyayanması ile övünürdü. Dante annesini daha çok ufak yaşlarda kaybetmiştir. Babası da o on sekiz yaşlarındayken vefat etmiş, bunun üzerine Dante üvey annesi (Monna Lapa) ve üvey kardeşleriyle yaşamak zorunda kalmıştır.
Dante’nin eğitimi fazla bilinmemekte olup, kendi kendini geliştirdiği varsayılmaktadır. Dante’nin ilk öğrenimini Santa Croce papaz okulunda bitirdiği sanılmaktadır. Her ne kadar Dante yüksek öğrenime devam edemese (yahut etmese) de, kendi kendine okumaya ve çalışmaya devam etmiştir. Öğrenmeye büyük bir tutkusu vardı, önemli Latin ve Yunan eserlerini okumakla kalmıyor, dönemin İtalyan şairlerlerinin eserlerini de okuyor, bunlara büyük bir önem veriyordu. Yazmak hususundaki kabiliyetlerini ilerletirken, astronomi, resim ve felsefe gibi konularda da kendisini geliştiriyordu. Dönemin önemli isimlerinin gerçekleştirdiği toplantıları kaçırmıyor, bir çok önemli isimle arkadaşlıklar kuruyordu. Bu bireylere misal olarak devrin ünlü Floransa’lı şairi Guido Cavalcanti’yi verebiliriz.
Dante, denince ilk akla gelen isim belki de onun sonsuz bir aşk ile bağlandığı Beatrice’dir (Türkçe okunuşu: Beatris). Dante’nin çocukluğu ve gençliği ile ilgili çok az bilgiye sahip olunsa da, şairin dokuz yaşındayken kendisinden bir yaş ufak Beatrice’ye aşık olduğu kesinlikle bilinmektedir. Komşuları Floransa’lı şövalyelerden olan Folco di Ricovero de’ Portinari’nin kızı Beatrice ile komşularının evindeki bir eğlence sırasında tanışmıştı. Tanıştığı ilk andan beri Dante Beatrice’e büyük bir tutkuyla bağlandı. Beatrice ile ikinci kez karşı karşıya geldiğında on sekiz yaşındaydı, bu ikinci karşılaşmadan sonra Beatrice’e olan sevgisi daha da derinleşti. Beatrice’e olan aşkı yazımını ve şiire olan bakış açısını büyük miktarda etkileyecekti; İlahi Komedya’nın tohumlarını atan belki de Beatrice’ye olan aşkıydı. Dante aşkından sevgilisine hiçbir zaman söz etmemiştir, nitekim 1288 senesinde Beatrice Floransa’lı şövalyelerden Simone dei Burdi ile evlendi. Lakin Beatrice evliliğinden yalnızca iki sene sonra, 1290’da, yirmi dört yaşında öldü. Beatrice’nin ölümünden sonra Dante çalışmalarına daha sıkı sarılmış, Latin edebiyatı ve felsefeye kendisini adamıştır. Kuşkusuz Beatrice’nin ölümü Dante için büyük bir şoktu ve yazarın yazım yaşamını da bi hayli fazla etkiledi. Beatrice’nin çok genç bir yaşta ölmesi, Dante’nin onu ölümsüzleştirmesine yol açmış, düşüncesiyatında Beatrice’ye maddi, ölümlü ve insani bir görünümden ziyade manevi, ölümsüz ve ilahi bir görünüm vermesine neden olmuştur.
Dante, daha 12 yaşındayken ailesi aracılığıyla Gemma di Manetto Donati ile sözlenmiştir. Ailesinin de ısrarlarıyla, 1295 senesinde Floransa’lı tanınmış Donati ailesine mensup Gemma ile evlendi. Gemma’dan Pietro ve Jacapo isimlerinde iki oğlu ve Antonia isminde bir kızı olmuştur. Dante ile Gemma’nın mutlu bir evlilik geçirdikleri söylenemez. bir çok kaynağa göre Dante Gemma ile olan evliliğinde hiçbir zaman mutlu olamadı. Yine de Dante evliliğin kutsallığına inanan birisiydi ve Gemma ile olan ilişikisine dair pek bir ispat yoktur, kendisi de bundan eserlerinde bahsetmemiştir.
Devrin Floransa’sında bellibaşlı iki parti vardı: Ghibellinolar ve Guelfolar. Ghibellinolar imparator aracılığıyla destekleniyor, aristokrasiyi savunuyorlardu; Guelfolar ise papa aracılığıyla destekleniyordu. Sonraları Pistoia Guelfoları “Beyazlar” ve “Siyahlar” olarak iki ayrıldılar. Bu genel anlamda Guelfoların ikiye bölünmesine yol açtı. Beyazların başında Cerchi ailesi vardı. “Popolo grasso” diye adlandırılan zengin burjuva sınıfı aracılığıyla destekleniyorlardı, reformist düşünceleri vardı, papa ve papalık hususunda da daha temkinli bir görüşe sahiptiler. Siyahların başında ise Donati ailesi yer alıyordu. Feodal devirden kalan çeşitli asilzadelerden bir araya gelen bu grup, “Popolo minuto” diye adlandırılan ufak zanaatkarlar, işçiler gibi daha düşük bir halk tabakası aracılığıyla destekleniyorlardı. Siyahların düşüncesi daha bağnazdı ve dogmatik anlamda papacıydılar.
Dante daha 24 yaşında, 1289’da, Floransa’lı Guelfo şövalyeleri ile birlikte Campaldino savaşında Arezzo Ghibellinolarına karşı savaşmıştır. Eşi Gemma Donati aracılığıyla Siyahların başkanı konumundaki Donati ailesi ile akraba olsa da Beyazların taraftarı olmuştur. Devlet işlerine katılmak isteyen Dante Hekim ve Eczacılar loncasına yazılmıştır. Bunun nedeni dönemin yasalarına göre asilzadelerin kamu işlerine girebilmeleri için ilk kez zanaat loncalarından (Corporazioni di Arti e Mestieri) birine kaydolmalarının şart koşulmasıydı. Dante politik yaşamına başladı.
Bu sıralarda Papa VIII. Bonifatius Floransa’nın iç işlerine karışmaya, Beyazlara karşı sürekli olarak Siyahlara arka çıkmaya başlamıştır. Papanın bu girişimleri Floransa’nın ileri gelenlerini, özellikle de Beyazlar’ı bi hayli fazla rahatsız ediyordu. 1300 senesinde Dante iki aylığına Floransa hükümetinin başındaki altı kişilik kurula seçildi. Beyazların Floransa’daki iktidarına son vermek maksadıyla Papa Bonifatius harekete geçmeye karar verdi. Papa Fransa kralı Philippe le Bel’in kardeşi Charles de Valois’yı Floransa’ya gitmeye ikna etti. Floransa bundan rahatsız olup Papayı kararından döndürmek maksadıyla içinde Dante’nin de olduğu bir heyeti Roma’ya gönderdi. Roma’da heyeti oyalarken, 1301 senesinde Charles de Valois süvarileriyle birlikte Floransa’ya girdi. O sıralarda şehrin iktidarı Beyazların elindeydi ve Siyahların çoğunluğu sürgün edilmişti. Charles de Valois Siyahları da kendi saflarına alarak Beyazları şehirden çıkarmıştır. Beyazların mallarına el konurken bir kısmına idam cezası verildi, çoğunluğu sürgüne gönderildi.
Dante, hiçbir zaman Papa VIII. Bonifatius’u sevmemişti. Beyazlara karşı girişilen hareketten nasibini alarak, 27 Ocak 1302’de sahtekarlık, gayri meşru kazanç elde etmek gibi asılsız suçlardan ötürü para cezasına çarptırıldı ve iki yıllığına Florasa’dan sürgün edildi. Ayrıca bir daha devlet işlerinde çalıştırılmayacaktı. Daha sonra ile ilgili yeni bir karar daha verildi: Floransa’lı askerler aracılığıyla ele geçirildiği takdir de idam edilecekti.
Zamanla dostlarına olan güveni ve inancını kaybetmeye başladı. Büyük bir acı içinde olduğu bu günlerde İlahi Komedya’yı yazmaya başladı. İlk olarak Verona’ya gitti, bir ara Padova’ya geçti. Bazı kaynaklara göre Paris’e de gitmiş ve burada felsefe ile teoloji okumuştur. Bazı zayıf rivayetlere göre Paris’ten sonra Oxford’a da kısa süreliğine geçmiştir. Lakin bu çok zayıf bir rivayettir ve bugünkü tarih otoriteleri aracılığıyla çok fazla yalanlanmıştır.
Dante 1311 senesinde o sıralarda Casentino’da bulunan ve İtalya’yı işgale başlamış olan Lüksemburg kralı VII. Henry’ye mektuplar yazarak, onu Floransa’veya savaş açmaveyavet etti. Kralın İtalya’yı işgali bir çok İtalyan şehrinde büyük bir nefretle karşılandı, Floransa’nın da dahil olduğu bu şehirler birlikte engel olmak için kendi içlerindeki poblemleri bir süreliğine askıya alıyorlardı. Bu zamanda Floransa sürgün edilmiş Beyazların bir çoğunu geri çağırdı, fakat Dante bunların içinde değildi. Bunun nedeni büyük ihtimalle kral VII. Henry’ye yazmış olduğu mektuplardı. 24 Ağustos 1313’de kral öldü, artık Floransa’ya tekrar dönebilme umutları yok olmuştu. Dante, kısa bir süreliğine Lucca’da kaldıktan sonra Verona’ya döndü. Daha sonra Ravenna prensi Guido Novelloda Potenta’nın davetiyle Verona’dan Ravenna’ya geçti, kısa geziler ve ayrılıklar dışında ömrünü burada geçirdi. 1321 senesinde, 56 yaşındayken burada öldü. Ölüm nedeni kesinlikle bilinmemekle birlikte, bazı kaynaklara göre ölüm nedeni sıtmadır.
Dante Eserleri
Dante’nin eserlerini sınıflandırmanın birden fazla yolu mevcuttur. Her ne kadar eserlerin sıralanmasında genelde kronolojiye dikkat edilse de Dante’de öne çıkan sıralama özelliklerinden birisi de eserlerin yazıldığı dildir. Dante eserlerinin bir kısmını Latince, bir kısmını ise halk dili olan İtalyanca ile kaleme almıştır. bir çok eser kaleme almıştır ama şaheseri hiç şüphesiz İlahi Komedya’dır (La divina commedia).
Dante’nin Latince Eserleri
De vulgari eloquentia (Halk dilinde Belagat)
Monarchia (Monarşi)
Epistulae (Mektuplar)
Eclogae (Eklogalar)
Quaestio de aqua et terra (Su ve Toprak Sorunu)
Dante’nin İtalyanca Eserleri
Vita nuova
Yeni Hayat, çev. Işıl Saatçıoğlu (İstanbul: YKY, 1995).
Rime (Şiirler)
2001 Rime / Şiirler, çev. Kemal Atakay
Convivio (Şölen)
II Fiore (Çiçek)
La Divina Commedia (İlahi Komedya): Inferno (Cehennem), Purgatorio (Araf) ve Paradiso (Cennet)
1938 İlahi Komedya, çev. Hamdi Varoğlu
1955 İlahi Komedya, çev. Feridun Timur
1998 İlahi Komedya, çev. Rekin Teksoy
2001 İlahi Komedya, çev. Seyhan Satar
2008 İlahi Komedya Çev. Rekin Teksoy