Francis Bacon, 22 ocak 1561 senesinde Londra’da dünyaya geldi. Babası Sir Nicholas Bacon Kraliçe Elizabeth’in mühür lordu, annesi ise Sir Anthony Cook’un kızlarından biriydi. daha çocukken fazla ciddi davranması sebebiyle Kraliçe Elizabeth, onu “ufak mühür lordu” diye çağırırdı.
Bilgi Edinme yollarından birisi olan deneysel yöntemi başlatmasıyla ünlüdür. saraya bağlı soylu bir ailenin oğludur. Eski geleneklere göre yetiştirilmiş, eskilerin düşüncelerini, bilgi edinme yollarını ve Aristoteles mantığını öğrenmiştir. Doğru kabul gören öncülerden yola çıkaran bunların ulaştırdığı sonucu gerçek bilgi kabul eden bu yaklaşımı bir türlü benimseyememiştir.
1573 senesinin nisanında Cambridge Üniversitesi’ne gönderilmiş ve 16 yaşına kadar orada okuyan Bacon, öğrenimi sırasında Aristo felsefesinden hoşlanmamaya başlamıştı. “filozofun değersizliğinden dolayı değil, felsefesinin verimsizliğinden, yalnızca tartışma ve kavgalara yol açmasından, insan yaşamı için yararlı yapıtlar yaratma yönünden kısır olmasından dolayı” beğenmediğini dile getiriyordu. yaşamı boyunca hiç değiştirmediği bu kanısı, onun ardındanki felsefi durumunu belirlemede önemli rol oynadı.
1576 haziranında hukuk öğrenimini bitirdi sonra İngiltere’ye dönerek avukatlığa başladı.
Cambridge’deki öğrenimini bitirdiktan sonra başka insan ve ülkelerin gerçekleri nasıl elde ettiklerini, özellikle insanlığın yararı için nasıl kullandıklarını öğrenmek istiyorsanız Fransa’ya gitti. babasının öldüğü 1579 yılına kadar orada kaldı. İngiltere’ye döndükten sonra meclise girdi. Burada Kraliçe Elizabeth I’in önem verdiği Essex beyinin yakını oldu. Lakin hainlikle suçlanan beyi yargılayan kurula girdi ve böylece kraliçeye yakınlaşmış oldu.
Kraliçenin hastalığı sırasında yerini alacak olan James I’e yaklaşacak ve zaman ve zemini de bularak eskisinden fazla daha etkili bir düzeye ulaştı. aşağı yukarı 4 yıllık aralıklarla başsavcı, Adalet bakanı ve meclis başkanı oldu. sözü geçenlere yaklaşmada ve gözden düşenlerde uzaklaşmada büyük bir ustalık kazandı. fakat servet ile güç toplama yolu ona felaket getirdi. karşı konulamayacak delillerle rüşvet aldığı, fakat bir hakim olarak doğru karar verdiği anlaşıldı.
Lakin Kral James I’in işe karışmasıyla ağır cezalardan kurtulabildi. siyasal yaşamının böylece sona ermesiyle boşalan zamanını, Shakespeare’in oyunlarını yazmaya ayırdığı söylenir. fakat zıt görüşte olanlar, Bacon’un Latince, Shakespeare’in İngilizce yazdığını ileri sürerek, iddiayı çürütmeye çalışmışlardır.
1506 senesinde bi hayli zengin bir adamın kızı olan Alice Barnham ile evlendi. Çağdaş bir yazara göre Bacon, “tepeden tırnağa kadar erguvan rengi giysiler giymiş, kendisi ve eşi için bir sürü altın ve gümüş sırmalı giysi diktirmiş, karısının getirdiği servetin büyük bir bölümünü bunlara harcamıştı”. bu, onun ev yaşamında gösterişi ne kadar sevdiğini gösterir. Bacon’ın özel papazı Dr. Rawley’e göre “evlilik yaşamı karşılıklı sevgi ve saygıya” dayanıyordu. Lakin Bacon, vasiyetinde karısına bıraktığı çok büyük serveti, sonradan yaptığı ekle, “haklı ve çok önemli nedenlerle” geri almıştı. bundan dolayırin içeriği halen açıklanmamıştır.
Davranışları beğenilmemekle birlikte düşünceleri ile etkili ve yol gösterici olmuştur. geçerli bulduğu yönteme, eski öğretilere, özellikle Aristo’ya karşı çıkarak ulaşmıştır. bilginin bilgi için değil bireylerin yararı için kullanılması gerektiğini savunur, bilgide fayda arardı. başvuru ve söz sahiplerinden aktarma, sınıflandırma, Tümevarım, Tümdengelim, Matematiksel yaklaşım, Deneycilik ve Modelcilik gibi bilgi edinme yollarından “sınıflandırma” ve ” Tümevarımın” birlikte uygulanmasıyla doğru bilgi edinilebileceğini dile getiriyordu.
bir olay incelenirken üç liste yapılmalıydı:
Olayın görüldüğü örnekler listesi,
Olayın görülmediği emsallarin saptandığı liste,
Olayın hangi zaman ve koşullarda görüldüğünü örnekleyen liste .
Bacon’a göre bu üç listenin analizinden üzerinde çalışılan şey ile ilgili bilgi edinilebilirdi. bu yaklaşımı hem deneyciler hem matematikçiler gülünç buldular. Matematikçilere göre, bir şey ile ilgili bilgi edinmek için önce bir “hipotez” gerekliydi Lakin bu üç listeden işe yarar bir hipotez elde edilmesi her zaman beklenemezdi. sonra yaklaşımın yararlı olması için, listelerin eksiksiz düzenlenmesi gerekiyordu. doğrudan bir yaklaşım olan “Hipotez Yöntemi” kimi alanlarda ” veri toplama ve sınıflandırma’dan” daha yararlıydı. Lakin yüzseneler sonra geliştirilen istatistiksel yöntemler, Bacon’a gülenlerin haksız olduklarını gösterdi. Çünkü bu yöntemler, olabildiğince çok örneğin gözlenmesini (ölçülebilir özelliklerin saptanmasını) ve bunların ilişkilendirilerek olaylar ve eşya ile ilgili yasalara ulaşılmasını sağlıyordu. Böylelikle Bacon (Deneyciliği) sınıflandırma ve tümevarım ile birleştirilmiş ve yüzseneler boyu bilimsel incelemeleri yönlendiren yaklaşımını geliştirmiş oldu.
Descartes bile Bacon’ın Yaklaşımından övgü ile söz ediyor ama kendi kullandığı yöntem olarak benimsemiyordu. Onun Yöntemi Öklit’i aynen izleyen “tümdengelimci” matematiksel yaklaşımdı. Bunun için fakat “sezgi” ile ulaşılabilen ile ve her zaman doğru ilkeleri öngörüyordu. Misal verilecek olursa “ısınan sıvılar genişler” ilkesini alıyor ve bundan “çevreye basınç yapar” sonucunu çıkarıyordu. Lakin bu yaklaşımının kaldin kanı vücudun her yanına nasıl gönderdiğinin açıklanmasında yetersiz kaldığını görüyor ve gerçeği W. Harvey’den (bir deneyci) öğreniyordu.
Bacon, eleştirilen yöntemini şöyle açıklıyordu:
“Eski düşünürler örümcek gibidirler, kendi ürettikleri sıvı ile ağlarını örer, yani bilgi ağını oluştururlar. Sırf veri toplama peşince olanlar karıncalara benzerler, bir plan, bir ön düşünce olmadan oradan buradan toplama yaparlar. Halbuki önerilen yaklaşım arıların çiçekleri gezmesi gibi olaydan olaya geçmek, ilişkilerini incelemek ve elde edilecek sonucun bal gibi yararlı olabileceği biçimde hareket etmektir.”
Kırkdört yaşında yazdığı “Advancement of Learning” adlı kitabında dinsel inançların, hurafelerin, sinir ve büyülerin bilimle ilgileri olmadığı bilgisi verildi. Lakin duyularımızla algıladığımız gerçeklerin işlenmesiyle doğru bilgilere ulaşılabileceğini savundu. buna karşın o da, bütün kendinden öncekiler gibi, yıldız falından kurtulamadı. 59 yaşında ” Novum Orgamum” adlı kitabını yazarak Aristoteles’in ”éorganon” adlı eserindeki akıl yürütme yöntemine karşı çıktı ve kendi yöntemini açıkladı.
Tümdengelimin matematiksel bilimlerde geçerli bulunacağını, diğer bilimlerde çok sayıdaki gözlemden tümevarım yoluyla yapılacak genellemelerin doğruya ulaşacağını savundu.deney üzerinde durarak yeni bir çağ açan Bacon deney yapmıyor ve bu bir çok eleştirilere yol açıyordu.
Söylentilere son vermek için, arabasıyla kırlara açılıp iç organları boşaltılan bir tavuğun içine kar doldurarak soğuğun tesirini incelemek istedi. ne yazık ki yaşamının bu ilk ve son deneyinde çok üşüttü. ansızın hastalanınca arkadaşı Lord Arundel’in evine götürüldü. Lord, evinde yoktu, bir hizmetçi hemen bir yatak hazırladı. hastayı yatırdılar. fakat çarşaflar nemliydi. Bacon daha da kötüleşti, yaşlılığı ve zayıflığı yüzünden iyileşemedi.
Francis Bacon, 9 nisan 1626 tarihinde geçirdiği ağır bir hastalık sebebiyle Londra’da öldü.