George Orwell Kimdir? Biyografi Sayfası

28.10.2021
361
George Orwell Kimdir? Biyografi Sayfası

George Orwell Kimdir? Biyografi, bölümünde George Orwell Kimdir? Biyografi sayfası ile karşınızdayız. George Orwell Kimdir? Biyografi detayları ile daha da iyi tanıyalım.

George Orwell Kimdir? Biyografi – Kaç Yaşında – Memleketi Neresi

George Orwell

George Orwell, (Eric Arthur Blair), 25 Haziran 1903 senesinde Hindistan’ın Bihar eyaletinde dünyaya geldi. 20. yüzyıl İngiliz edebiyatının ileri gelen kalemleri içinde olan George Orwell, 1949 senesinde yazdığı, ”Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” adlı romanı ve bu romanda yarattığı Big Brother (Büyük Birader) kavramı ile tanınır. Eserlerinde bulunan netlik, zeka, sosyal adaletsizliğe karşı farkındalık ve totalitarizm’e karşı duruşu onun imzası niteliğindedir.

Orwell’ın yaşamı, sonradan yazılarını etkileyecek olan deneyimlerle doludur. Eton Koleji’nden mezun olduktan sonra, o sırada bir İngiliz sömürgesi olan Burma’da bulunmuş; kısa süreliğine buranın polis teşkilatında görev yapmıştır.

Bu memuriyet zamanında şahit olduğu acımasız uygulamalar, emperyalizme karşı geliştirdiği derin öfkeye katkıda bulunmuştur.

Gençlik zamanında Fransa’da bulunmuş, türlü mesleklerde çalışmış, para sıkıntısı gerek yazarlığa başlamadan önce, gerekse ilk yapıtlarını kaleme aldığı senelerda yakasını bırakmamıştır.

George Orwell’ın ilk romanı, otobiyografik olup olmadığı halen tartışma konusu olan Paris ve Londra’da Beş Parasız dır. 1933 senesinde yayınlanmış olan bu eserde olaylar, ismi asla zikredilmeyen bir kişiliğin ağzından aktarılmaktadır. Eserin kahramanı Paris’te İngilizce kursu vermek üzere bulunan, öğrencilerinin dersleri türlü bahanelerle bırakmasından sonra ise işsiz ve meteliksiz kalan genç bir kişidir. Günler boyunca açlık çeken, sokakta sabahlayan, sonunda önce otel mutfağında, sonrasında da bir restoranın bulaşıkhanesinde iş bulan baş karakter, sonunda zihinsel engelli bir çocuğun eğitmenliğini üstlenerek Londra’ya gider.

Ne var ki talihsizlik ve yokluk, burada da peşini bırakmaz. İşvereni olan ailenin tatile çıktığını öğrenir, onların dönüşünü yersiz yurtsuz bir serseri olarak, yollarda aç bilaç taban teperek, güçsüzlere ayrılmış yatakhanelerde sabahlayarak geçirmeye zorlanır.

Avrupa’nın iki büyük başkentini toplumun en alt basamağındaki bir birinin gözünden betimleyen eserden sonra Burma Günleri (1934) ve pek fazla beğenilmeyen Papazın Kızı (1935) gelir.

George Orwell’ın edebi yaşamındaki ikinci kilometre taşı, ardından kaleme alacağı Daralma ile birden fazla ortak noktası bulunan Keep the Aspidistra Flying (Zambak Solmasın) adlı romandır. Orwell bu eserde kendisinin de bir parçası olduğu, dar gelirli ortadireğin yaşantısına ayna tutar; bu sınıfa mensup olanların yaşamını sıra sıra kurutup manasızlaştıran, umutlarını ve hayallerini teker teker öldüren geçim derdine ve tekdüzeliğe isyan eder.

1937 senesinde Orwell maden işçilerinin yaşamına ilişkin bir araştırma olan Wigan Pier Yolu nu kaleme alır. Ne var ki yazıları, bu tarihten sonra bir süreliğine kesintiye uğrayacaktır; çünkü güneyde, İspanya’da savaş davulları çalınmaya başlanmıştır.

George Orwell, İspanya’da darbe girişiminde bulunan, Hitler ile Mussolini’nin de desteğini alan Franco’ya karşı çarpışacak gönüllülere katılarak İspanya’ya gider. Savaşa dair anılarını ardından Katalonya’ya Selam adlı eserinde aktaracaktır. Orwell’in ölümünün sonrasında evrakı içinde bulunan notlarda İspanya’ya ilk gidişini şu biçimde anlatır; POUM milisine 1936 yılı sonunda katıldım. Bir başkasına değil de bu milise katılmamın başlıca nedenleri şunlardı: İspanya’ya gitmeye gazete makalelerim için malzeme toplayabilmek maksadıyla niyetlenmiştim. Bunun bunun yanında, eğer çarpışmaya değer gibi görünürse, belki de savaşırım diye muğlâk bir düşünce de vardı kafamda. Ne var ki hastalıklı bünyem ve nispetminimum sayılabilecek askeri tecrübem hesaba katıldığında, savaşmak hususunda pek bir kuşkuluydum.

George Orwell, gördükleri karşısında çok etkilenir: Darbecilerle çatışan devrimci organizasyonlar, özellikle de sosyalistler ve anarko-sosyalistler İspanya’da çiçeği burnunda bir düzen kurmuş gibidir. Fuhuş ortadan kaldırılmış, dilenciler sokaklardan çekilmiştir. Piyasadaki birden fazla mal ihtiyaç sahiplerine parasız dağıtılmaktadır. Yeni sistem sosyal yaşamın her detayını etkilemektedir: Artık hiç kimse senyörgibi, karşıdaki birinin üstün olduğunu ima eden sözcükleri telaffuz etmemektedir ve bahşiş bırakmak yasaktır.

Orwell cepheye gider, bir keskin nişancının attığı mermiyle gırtlağından vurulur. Ölümden kıl payı kurtularak cephe gerisine gönderilir ve İspanya’ya ilk geldiğinde gördüğü düzenin tamamen ortadan kaldırılmış olduğuna tanık olur. Kanaatine göre bu durum yalnızca İspanyol burjuvazisinin değil, Avrupa’da zamansız bir devrim hareketinin başlamasını tehlikeli bulan Stalin’in de eseridir.

Kısa bir süre sonra Sovyetler Birliği ile yakın bağları bulunan İspanyol Komünist Partisi bir siyasi temizlik hareketine girişir. P.O.U.M (Marxist Birlik Partisi) yasa dışı ilan edilir, yabancı uyruklu çoğu asker silah dostlarınca tutuklanır yahut -Orwell gibi-ülkeyi terketmek zorunda kalır.

1930’lar İngilteresinde ‘sınıf atlama özlemini bir kara mizah ile eleştirmektedir. Aspidistra, sınıf atlama özentisi içindeki dar gelirlilerin bir statü simgesi olarak gördükleri, evlerinden eksik etmedikleri çiçeksiz bir zambak türüdür. Bir reklam ajansında metin yazarlığı yapan Gordon Comstock, kapitalizmin yutturmacası olarak gördüğü reklamcılıktan nefret eder, orta sınıfın boğucu yaşamından kaçarak şairliğe soyunur. Bu uğurda sevgilisinden ayrılmayı bile göze alır; ama romanın beklenmedik sonunu yine sevgilisi yaratmaktadır.

İspanya’daki “ihanete uğramış devrim” tablosu Orwell’ı derinden sarmıştır. Lakin en ünlü yapıtları olan Hayvanlar Çiftliği’nin ve 1984’ün sırf Stalin’i yermek için yazıya döküldüğını iddia etmek mevzuyu haddinden fazla basitleştirmek olacaktır. Orwell yazarlığa başladığı günlerdeki çizgisinden sapmış değildir: Nasıl ki ilk eserleri kendi tecrübelerinden izler taşıyor, fakat her toplumu ve çağı ilgilendiren meseleleri de işliyorsa; savaş sonrası yapıtları da yalnızca Franco’nun, Hitler’in, Stalin’in dünyasını değil, bu ‘despot’ları yaratan hırsları ve budalalığı da taşlamaktadır.

Hayvanlar Çiftliği bir devrimin trajedisidir. Bu modern fabl, kesilmekten, kırkılmaktan, sağılmaktan, dövülmekten gına getirerek zalim sahiplerine karşı ayaklanan Manor Çiftliği hayvanlarının hikâyesidir. Karakterler son derece sade ve kuvvetlidür: Kinik eşek Benjamin, fedakar at Boxer, akılsız kısrak Mollie, hatta serçeleri tüm hayvanların kardeş olduğunu söyleyerek pençeleri arasına çekmeyi deneyen kedi bile akıllarda basit bir şekilde yer edinen, çok canlı kişiliklerdir.

Hayvanlar, çiftliği geri almayı deneyen insanlara karşı yiğitçe çarpışır, gövdelerini mermilere siper eder; el sahibi olmadıkları halde çiftliğin zor işlerinin üstesinden gelmeyi, hatta bir değirmen inşa etmeyi bile başarırlar. Ne yazık ki zaferleri, yöneticiliğe soyunup gitgide ‘insanlaşan’ domuzların hırsları ve entrikaları aracılığıyla gölgelenmeye mahkumdur.Romanın alt başlığı “BİR PERİ MASALI”dır. Küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değildir tabi ki; ama roman, bir masal anlatımıyla yazılmıştır.

Orwell’ın ömrü, halen kırk altı yaşındayken noktalanmıştır. Hayvan Çiftliğinden sonra geniş çaplı bir üne kavuşsa ve maddi sıkıntıları sona erse de yoksulluk günlerinde tutulduğu tüberküloz hastalığı, yaşamının son döneminin büyük bölümünü hastanelerde geçirmesine yol açmıştır.

II. Dünya Savaşı boyunca Observer gazetesinde çalışmıştır. 1945 senesinde eşini başarısız bir ameliyat sonrasında kaybetmiş, ölümünden kısa bir süre önce yeniden evlenmiştir.

George Orwell, 21 Ocak 1950 tarihinde Londra’da hayata veda etmiş, ardında 14 kitap ve sayısız makale bırakmıştır.


George Orwell Kitapları

1933 Paris ve Londra’da Beş Parasız
1934 Burma Günleri
1935 Papazın Kızı
1936 Zambak Solmasın
1937 Wigan İskelesi Yolu
1938 Katalonya’ya Selam
1939 Daralma
1945 Hayvan Çiftliği
1949 Bin Dokuz Yüz Seksen Dört
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.