Henri Bergson, 18 Ekim 1859 senesinde Paris’te dünyaya geldi. Sezgiciliğin kurucusudur. İnsan yaşamının ilk etapta yönlendirici bir atılımla sürekli olarak gelişme süreci içinde olduğu görüşünü savunmuştur. Paris’te dünyaya geldi, gene orada Öldü. Yahudi kökenli Polonyalı bir baba ile İrlandalı bir annenin oğludur.
Dokuz yaşına dek Londra’da kaldıktan sonra Paris’e döndü. Condorcet Lisesi’nde, sonra 1878’de Ecole Normale Superieure’de, yüksek öğrenimini Yüksek Öğretmen Okulu’nda gördü. Öğrenimini bitirince 1881’de felsefe öğretmeni olarak vazifelendirildi.
Önce Angere, ardından Clermont liselerinde felsefe okuttu. 1889’da “L’Essai Sur Les Donnees Immediates de la Consdence” adlı yapıtıyla Sorbonne Üniversitesinde felsefe doktoru sanını kazandı.
Oldukça başarılı bir çalışma sayılan bu yapıtından sonra Rollin Koleji’nde felsefe öğretmenliğine, ardından IV. Henry Lisesi’ne atandı. Öğretmenlik görevini sürdürirken, öte yandan da felsefe çalışmalarını hızlandırdı. 1896’da Matiere et Memoirc adlı yapıtını yayımladı. Bir süre Yüksek Öğretmen Okulu’nda “konferansçı” olarak çalıştı (1898-1900). Sonra College de France’a felsefe profesörü olarak atandı. 1900’de Le Rie adını verdiği yapıtı yayımlandı. Bir süre sustu. 1907’de en büyük yapıtı sayılan ve kendisine büyük ün sağlayan “Devolution Creatrice”i yayımladı. Fransa dışında da ününün yayılmasına neden olan bu yapıtın yayımından sonra uzun bir süre gene sustu. 1924’te Akademi kullanıcı hesabıne seçildi. 1928’de Nobel Ödülü’nü aldı. 1932’de “Leş deux Sources de la Morale et de la Religion” yayımlandı. Yapıtlarında deneycilik, usçuluk ve görecelik akımlarına karşı eleştiriye dayalı savlar ileri sürdü.
Henri Bergson, bu çalışmalarının bunun yanında değişik felsefe dergilerinde araştırmalar, incelemeler yayımladı. Einstein’ın zamanla alakalı kuramı hususunda, kendi görüşlerini, özellikle “süre” sorununu içeren bir çalışma yaptı. Bu çalışmasında, Albert Einstein’ın “zaman” kavramı ile kendisinin “süre” kavramının ilişkili olduğu görüşünü savundu.
Bergson felsefeye kendinden önce gelen ve yaşadığı zamanda özellikle pek yaygın olan Darwincilik, Lamarckçılık ve Entelektüalizm gibi akımları eleştirmekle girdi. Ona göre yaşamı birtakım değişmelerle, dönüşümlerle açıklama olanağı yoktur. Bu nedenle Darwin’in, Lamarck’ın gelişim kuramları insanı anlamaya, açıklamaya yetmez. Onlar gibi, insanı yalnız özdek veya tin olarak gören öğretiler de soruna çözüm getirecek güçte değildir. İnsanı anlamak başka varlıklardan yola çıkmakla değil, onun özünü, kişiliğini, benliğini kuran öğeleri bulmakla ilişkilidır.
İnsan, eski felsefenin ileri sürdüği gibi, yalnız gövdenin birliğinin kurduğu bir bütün değildir, onun bugüne değin işlenmemiş öğeleri, üzerinde durulmamış yönleri mevcuttur. Bu alanların sınırları içine girebilmek için bütün ön yargılardan sıyrılmak, yeni bir yöntemle işe koyulmak gerekir.
Henry Bergson’un Bazı Eserleri
1889 Essais sur les données immédiates de la conscience (Bilincin dolaysız verileri üzerine deneme)
1899 Le Rire
1907 L’Évolution créatrice (Yaratıcı evrim)
1919 L’Énergie spirituelle (Ruhsal Enerji)
1932 Les Deux sources de la morale et de la religion (Ahlak ve dinin iki kaynağı)
1934 La pensée et le mouvant