Judith Butler, 24 Şubat 1956 senesinde ABD’de dünyaya geldi. Feminizm, queer teorisi, siyaset felsefesi ve etik konularında çalışmalar yürütmektedir. California Üniversitesi, Berkeley’de Retorik ve Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümünde profesör.
Judith Butler, felsefe doktorasını Yale Üniversitesi’nden 1984 senesinde aldı ve akabinde tezi Arzu Özneleri: Yirminci Yüzyıl Fransa’sında Hegelci Yansımalar adıyla basıldı.
Judith Butler, 1980’lerin sonuna doğru, farklı öğretim/araştırma merkezleri içinde (en dikkate değer olanı Johns Hopkins University – Humanities Center, İnsan bilimleri Merkezi), feminizmin “ön kabullenilmiş terimlerini” sorgulamak için Batılı feminist teorinin içinde “post-yapısalcı” çalışmalarda bulundu.
Cinsiyet Sorunu: Feminizm ve Kimlik Bozulması
1990’da, Butler’ın kitabı Cinsiyet Sorunu farklı dillerde 100,000’den fazla sattı. John Waters’ın 1974 yapımı benzer isimli, başrolünü Drag Kraliçesi Divine’in oynadığı filmi Kadın Sorununu ima eden başlıklı kitap; Cinsiyet Sorunu, eleştirel bir biçimde Simone de Beauvoir, Julia Kristeva, Sigmund Freud, Jacques Lacan, Luce Irigaray, Monique Wittig, Jacques Derrida, ve en fazla Michel Foucault’nun çalışmalarını tartışmaktadır. Kitap o kadar ünlendi ki entelektüel bir fanzin olan Judy’ye ilham kaynağı oldu.
Cinsiyet Sorunu kitabında Butler’ın iddiasının açıklanması zor olan noktası cins, cinsiyet ve cinselliğin kategorilerinin tutarlığının, -mesela erkek vücutlarda maskülen cins ve heteroseksüel arzunun sözde doğal tutarlılığı- kültürel anlamda zaman içersinde stilize hareketlerin tekrarı boyunca yapılandığıdır. Bu stilize vücut hareketleri, tekrarı esnasında,gerekli ontolojik “çekirdek” cinsiyetin görünüşünü oluşturur. İşte bu Butler’ın, cins ve cinsellik ekseninde cinsiyeti gücüne bağlı olarak kuramsallaştırdığı anlayıştır. Cinsiyet, cins ve cinselliğin performansı, ne yazık ki, Foucault’nun Disiplin ve Cezası’ndan ödünç alarak kendisinin “düzenleyici konuşmalar” olarak adlandırdığı yapının içinde cinsiyet kazandırılan, cinselleştirilen ve arzulanan nesneyi konumlandıran Butler’ın içinden gelerek yaptığı bir seçim değildir. Aynı zamanda “anlaşılabilmenin çatıları” yahut ” disiplin rejimleri” olarak adlandırılan bu olgular hangi cins, cinsiyet ve cinsellik alternatiflerinin toplumsal olarak tutarlı yahut “doğal” olarak görülmesine izin verme hususunda karar almaktadır.