Oktay Sinanoğlu, 2 Ağustos 1934 senesinde İtalya’nın Bari kentinde dünyaya geldi. Babası başkonsolos olan Sinanoğlu, 1939 senesinde İtalya’da İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasının sonrasında ailesiyle Türkiye’ye döndü.
Oktay Sinanoğlu, sonradan TED Koleji olan Ankara Yenişehir Lisesi’ne 1953 senesinde burslu öğrenci olarak girdi ve okulu birincilikle bitirdi. Okulun bursuyla Kimya Mühendisliği okumak üzere ABD’ye gitti. 1956’da ABD Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kimya Mühendisliği’ni birincilikle bitirdi.
Oktay Sinanoğlu, 1957’de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nü sekiz ayda bitirerek yüksek kimya mühendisi oldu. “Alfred Sloan” ödülünü aldı. 1959’da Kaliforniya Üniversitesi Berkeley’de kuramsal kimya doktorasını bitirdi. 1960’ta Yale Üniversitesi’nde öğretim üyesi (asistan profesör) oldu.
1960-1961 senelerı içinde atom ve moleküllerin çok-elektronlu kuramı ile “Doçent” olan Oktay Sinanoğlu, 1963’te 50 senedir çözülemeyen bir matematik kuramını bilim dünyasına kazandırarak 28 yaşında “tam profesör” unvanını aldı. 20. yüzyılda Yale Üniversitesi’nde bu sanı kazanan en genç öğretim üyesidir.
1962 senesinde Orta Doğu Teknik Üniversitesi mütevelli heyeti yalnız Oktay Sinanoğlu’na mahsus olmak üzere kendisine Danışman Profesör unvanını verdi. Yale Üniversitesi’nde ikinci bir kürsüye daha profesör olarak atandı. 1973’de Almanya’nın en yüksek “Aleksander von Humboldt Bilim Ödülü”nü ilk kazanan kişi oldu. 1975’de Japonya’nın “Uluslararası Seçkin Bilimci Ödülü”nü kazandı; yine 1975 senesinde özel kanunla Oktay Sinanoğlu’na ilk ve tek Türkiye Cumhuriyeti Profesörü unvanı verildi.
1976 senesinde Japonya’ya Türkiye Cumhuriyeti Özel Elçisi olarak gönderildi. Kendisi Türk-Japon kültür, bilim ve eğitim ilişkilerinin temellerini atmıştır. Amerikan Bilim ve Sanat Akademisinin ilk ve tek Türk üyesidir. Meksika hükümeti aracılığıyla yüksek Bilim Ödülü “Elena Moshinsky” ile ödüllendirildi.
Dünyada yeni kurulmaya başlayan moleküler biyoloji dalının ilk profesörlerinden biri oldu. DNA sarmalının çözelti içinde o biçimde nasıl durduğuna açıklama getirdi. Dünyanın birden fazla yerinde buluşları ve kuramları ile alakalı konferanslar verdi.
1980’li senelerda çalışmalarını kimya biliminin basit bir biçimde öğretilmesine yönelik bir kuramsal çerçeve üzerinde yoğunlaşan Oktay Sinanoğlu’nun 1988’de yayımlanan çalışmaları akademik dünya çapında ilgi görmedi. 1993’te Yale Üniversitesi’ndeki profesörlük görevlerinden erken sayılabilecek bir yaşta emekliye ayrıldı. Aynı yıl Türkiye’ye dönerek Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü’nde profesörlüğe atandı. 2002 senesinde bu görevden de emekliye ayrıldı.
Türkiye’de olduğu zamanda çalışmalarını daha çok Türk ulusal kimliği ve Türk diliyle alakalı milliyetçi görüşlerini yaymaya adadı. Eğitim dilinin resmi dil olması gerektiğini ve yabancı dilin takviyeli olarak öğretilmesinin gerektiğini savunmaktadır. Matematiksel yapısından dolayı Türkçe’nin en iyi bilim dili olduğunu söylemektedir.
Yaşamı boyunca Kuantum mekaniği’ne bir çok katkıda bulunmuş bir bilim adamıdır. Paul Dirac’in de üzerinde uğraştığı fakat çözümleyemediği bir problemi, “Kuantum mekaniği”nde, Hilbert uzayının topolojisi ve içerdiği yüksek simetrileri çözdü. Böylelikle Kimya bilimini bu topolojik inceleme ile sağlam bir temele oturttu.
Ünlü sanatçı Esin Afşar’ın abisidir.
Oktay Sinanoğlu’un tüm akademik çalışmaları içinde en önemli 5 kuramı şöyledir:
1961 Many Electron Theory of Atoms and Molecules – Atom ve moleküllerin çok elektronlu kuramı.
1974 Network Theory – Kimyasal tepkime mekanizmaları kuramı.
1981 Microthermodynamics – Mikrotermodinamik
1983 Valency Interaction Formula Theory – Değerlik kabuğu etkileşim kuramı.
Oktay Sinanoğlu Bazı Kitapları
Göçmen Hamamı
2050’ye 5 Kala Dünyanın 105 Yıllık Tarihi
İlerisi için
Türkçe Giderse Türkiye Gider
Bye Bye Türkçe / Bir New-York Rüyası
Büyük Uyanış
Hedef Türkiye
Ne Yapmalı / Yeniden Diriliş ve Kurtuluş İçin
Yeni Bilim Ufukları 1-2-3