Sigmund Freud, 6 Mayıs 1856 senesinde Avusturya-Macaristan İmparatorluğunda, Moravya’da (Günümüzde Çek Cumhuriyetinde Moravya Eyaleti) dünyaya geldi. Orta düzey bir Yahudi yün tüccarının, kırk yaşındayken, kendisinden yirmi yaş ufak bir kadınla yaptığı ikinci evliliğinden dünyaya gözlerini açtı. Ekonomik bunalımdan dolayı ailesi Viyana’ya yerleşmek zorunda kaldıklarında, Freud halen 4 yaşındaydı. 1938 yılına kadar burada yaşadı.
Lisede Latince, Fransızca ve İngilizce öğrenirken kendi çabalarıyla da İbranice, İspanyolca ve İtalyanca öğrendi. Başarılı bir öğrenciydi. Başlangıçta istemediği halde Goethe’nın yapıtlarından etkilenerek tıp okumaya karar verdi.
Üniversite senelerında Yahudi düşmanlığıyla karşı karşıya geldi, okuldaki arkadaş etrafından dışlandı. 1876 senesinde fizyolojist Brücke’nin laboratuvarına girdi, burada anatomopatoloji ve insan sinir sistemi üzerine araştırmalar yaptı. 1881 senesinde tıp öğrenimini bitirdi. 1883’te dönemin ünlü beyin anatomisi ve nöropatoloji uzmanı Dr. Theodor Meynert’in yönetiminde psikaytri kliniğinde asistan olarak çalışmaya başladı. 1884’te kokain üzerine bir inceleme yapmakla vazifelendirildi. 1884’te kokainin analjezik detaylarını keşfetti, anestezik niteliklerini ise sezinledi. (Yaşamım ve Psikanalız adlı yapıtında kokainin anestezik niteliklerini aslında bildiğini, yalnız tıp çalışmalarını bıraktığından dolayı bunların başkaları aracılığıyla görülmektedirıldığını ileri sürer.)
Aldığı bir bursla 1885’te Paris’e gitti, Salpêtriê Hastanesi’nde, Jean Martin Charcot’nun yanında staja başladı. Burada histerinin belirtilerini, hipnotizma ve telkinin etkilerini gözlemledi. Charcot’dan çok etkilendi. (Yaşamım ve Psikanaliz ‘de Charcot’ya ne kadar düşkün olduğu görülür) Charcot’nun konferanslarını Almancaya çevirdi ve 1886’da yayımladı.
1886’da Paris’ten ayrılarak Berlin’e gitti. Burada çocuk nöropatolojisiyle ilgilendi. Viyana’ya dönerek özel hekimliğe başladı. 1886 ekim ayında 4 senedir nişanlı olduğu Martha Bernays ile evlendi. Sinir hastalıkları ve histeri şikayetiyle kendisine başvuranlar üzerinde dönemin ünlü tedavi metotlarıni, elektroterapi ve hipnotizmayı uyguladı. 1887 senesinde Dr. Bernheim’in Telkin ve Telkinin Tedavideki Uygulamaları Üstüne adlı kitabını çevirdi.
Elizabet von R. adındaki bir kadın hasta kendisini serbest çağrışım yöntemine zorlayınca hipnozdan vazgeçti. 1892 – 1895 senelerı içinde Charcot’nun Salı Günü Dersleri adlı kitabının çevirisini, savunma psikonevrozları üzerine bir makaleyi ve saplantılar ve fobiler üzerine başka bir makaleyi Breuer ile ortaklaşa hazırladı. Lakin tıp çevrelerince Histeri Üzerine İncelemeler hoş karşılanmadı. Bu yapıtta psikanalizin temel ilkelerine rastlanır.
1896 senesinde babasının ölümü üzerine derin bir bunalıma girdi ve sistematik olarak kendini çözümlemeye başladı. Yine aynı yıl Breuer ile nevrozların cinsel açıdan açıklanması hususunda ters düşerek yollarını ayırdı. Histerinin cinsel etiyolojisi üzerine verdiği bir konferans skandala yol açtı. Bu zamanda W. Fliess’le yazışmaları, özçözümleme süreci, yaşamı üzerinde önemli etkiler yarattı. (Bu yazışmaları Freud’un ölümünden sonra eşi ve kızı aracılığıyla kamuoyuna açıklamalmuştur. Freud psikanalize özel yaşamını karıştırmak istemediğinden, kişisel kayıtlar bırakmamış, bir çok yazışma ve mektubunu ölümünden önce yakmıştır.) Hayatının 10 yıl süren bu zamanında, Freud hem yandaş, hem öğrenci yönünden yalnız kaldı. Kendini hastaların nasıl tedavi edileceğine ve psikanalizin yaratılmasına yoğunlaştırdı. Bu sürecin sonucu olarak 1897’de Oedipus Kompleksi, 1900’de Düşlerin Yorumu adlı eserler yaşandı.
1908’te Viyana Psikanaliz Derneği kuruldu. Bu olay, Freud için bir dönüm noktasıydı, Yaşamım ve Psikanaliz kitabında buna büyük yer verdi. Lakin bu tarihten önce bile Freud’un etrafında çözümlemenin giderek kurumlaştığı görülür. 1902’den sonra “Çarşamba Günleri Psikoloji Derneği”, adı altında başta P. Federn, O. Rank, W. Stekel ve Alfred Adlerolmak üzere, Freud’un ilk yandaşları bir araya toplandılar. 1904’de E. Bleuer’le yazışmaya başladı. 1907’de Bleuer’in asistanı Carl Gustav Jung aracılığıyla ziyaret edilir. Jung aynı yıl Zürih’te Freud Derneği’ni kurdu. Bu Freud için büyük bir başarıydı, zira psikanaliz artık ülke sınırlarının dışına çıkmıştı. Takip eden senelerda Jung, 1. Psikanaliz Kongresi’ne katıldı ve psikanaliz üzerine konferanslar vermek üzere Freud ile birlikte ABD’ye yolculuk etti. Freud, 1910 – 1920 senelerında Psikanaliz Üzerine, Bir Paranoya Vakası Özyaşam Öyküsü Üzerine Psikoanalitik Gözlemler: Başkan Screber, Totem ve Tabu, Narsizmin İncelenmesine Giriş, Yas ve Melankoli adlı eserleri yayımladı.
1923’de kendisine üstçene ve damak kanseri tanısı kondu. İzleyen senelerda 33 kez ameliyat oldu. Sürekli protez takması gerektiğinden dolayı uzun yıllar konuşma ve yemek yeme sıkıntısı çekti. 1938’de Naziler’in Viyana’ya girmesiyle birlikte en ufak çocuğu Anna ile birlikte Avusturya’yı terk etmek zorunda kalarak Londra’ya yerleşti. Ölümüne dek tedavi ve çalışmalarına burada sürdü.
Sigmund Freud, 23 Eylül 1939 tarihinde Londra’da öldü.
Freud, prensipleri gereği kişisel hiçbir özel belge, anı defteri, mektup bırakmamış, hepsini yakmıştır. Bu nedenle, Freud’a dair ilk ve en kapsamlı bilgiler ilk kez yakın dostu İngiliz psikaytr Ernest Jones’un 1953’te yayımlanan üç ciltlik Sigmund Freud’un Yaşamı ve Yapıtları adlı kitabıyla görülmektedirıldı.
Über Psychoanalyse (Psikanaliz Üzerine Beş Ders)
Totem und Tabu (Totem ve Tabu)
Zur Einführung des Narzissmus (Narsisizmin İncelenmesine Giriş)
Unbehagen in der Kultur (Uygarlığın Huzursuzluğu)
Jenseits des Lustprinzips Das Ich und das Es (Haz İlkesinin Ötesinde Ben ve İd)
Der Mann Moses und die monotheistische Religion (Musa ve Tektanrıcılık)
Cinsellik Kuramı Üzerine Üç Deneme
Der Witz und seine Beziehung zum Unbewussten, Nükte ve Bilinçdışı’yla İlişkisi
Psikanalizin Tarihçesi
Psikanalize Giriş Dersleri
Yaşamım ve Psikanaliz
Tutukluk, Semtom ve Korku
Bir Yanılsamanın Geleceği
Kültür İçindeki Huzursuzluk
Psikanaliz ve Uygulama
Psikanaliz Üzerine,
Olgu öyküleri
Histeri ile Mücadele