William Shakespeare, 26 Nisan 1564 senesinde İngiltere’de dünyaya geldi. Babası ticaretle uğraşan bir işadamı olan Shakespeare; büyük bir olasılıkla Stratford’daki ortaokulda öğrenim gördüğü tahmin edilmektedir.
18 yaşındayken, kendisinden hemen hemen sekiz yaş büyük olan Anne Hathaway ile evlendi ve bu evlilikten önce bir kızı, sonra biri oğlan öbürü kız ikizler dünyaya gözlerini açtı. Bu sıralarda Stratford’u terk eden Shakespeare’in, bundan sonra 1592 yılına kadar ki yaşamına dair bilgi yoktur.
Bu tarihte bir oyun yazarının yazdığı bir kitapçıkta Shakespeare’e değinilmesi, hatta onun başkalarının oyunlarını çalmakla suçlaması bundan dolayı, Shakespeare’in bu sırada bir tiyatro topluluğunda yazar ve oyuncu olarak çalıştığı bilinmektedir. Yılda hemen hemen iki oyun yazan Shakespeare, kendi oyunlarında da ufak roller alıyordu.
1594 senesinde, Chamberlain Topluluğu’nun ileri gelen bir oyuncusuydu. Aynı yıl oyunları yayımlanmaya başladı. Döneminin bütün detaylarını taşıdığı oyunlarının başarısı üzerine kazancı git gide git gide artan Shakespeare’in, Kraliçe I. Elizabeth döneminin sonlarında varlıklı bir yaşam sürdüği, kendi oyuncu topluluğu için 1599 senesinde Londra’da yaptırılan Globe Tiyatrosu’nun hisselerinin bir bölümünü satın aldığı bilinmektedir.
Londra’da birkaç yıl daha kalan Shakespeare, ardından Stratford’a dönerek burada yaşamaya başladı ve büyük bir olasılıkla son oyunlarını da burada yazdı. Shakespeare’in, bir bölümü soylu bir genci öven, bir bölümü de bir kadına duyduğu sevgiyi dile getiren Soneler’i son derece hassas ve zengin bir dille kaleme alınmış şiirlerdir.
William Shakespeare, her biri birbirinden değişik komedi ve trajediler kaleme aldı. “Bir Yaz Gecesi Rüyası” adlı komedisinde, bazı kendi halinde bireylerin dükü eğlendirmek için bir oyun sahnelemeye kalktıktan sonra iki lafı bir araya getirememeleri Shakespeare’in benzersiz güldürü kabiliyetini ortaya koyar. Trajedilerinde ise seyircilerin tüylerini diken diken eden bir gerilim yaratabilmiştir. Birçok başka yazar ince şakali komediler, romantik oyunlar, ürkütücü cinayet ve öç alma trajedileri, büyük öyküleri yazmakta ustaydı. Ama hiçbiri bunların tümünde birden Shakespeare kadar başarılı olamadı.
Bu müthiş çeşitliliğin bunun yanında, seyircilerin ve okuyucuların Shakespeare’in oyunlarında en fazla hayranlık duydukları şeylerden biri, onun yapıtlarındaki karakterlerin “kitap karakterleri” gibi gözükmemesiydi. Tersine, bu karakterler bir oyunda değil de yaşamda karşılaşıldığında görünür görmez tanınacak kadar gerçek bireylerdir. Aslını söylemek gerekirse Shakespeare’in kahramanlarından bazıları, o kahramanın olduğu oyunu görmeyen bireylerce bile bilinir. İriyarı, hoşsohbet, cana yakın bir adam olan, eğlenceyi ve şarabı seven Sir John Falstaff bunlardan biridir. Yazarın Henry IV adlı oyununun birinci ve ikinci bölümlerinde geçen Prens Halin dostlarıdır. Shakespeare Henry V’te Falstaff’ın nasıl öldüğünü anlatan bir sahneye yer vermiş, ama Kraliçe I. Elizabeth’in bu kişiliği başka bir oyunda gene görmek istemesi üzerine de Windsor’un “Şen Kadınları” adlı komedisinde Falstaff yeniden ortaya çıkmıştır.
Shakespeare’in karakterleri içinde özellikle ünlü olanlardan bir diğeride, tıpkı gerçek yaşamda olduğu gibi, hiçbir zaman tam anlamıyla anlaşılamayan, her çağda yoruma açık bir kişiliği olan Danimarka Prensi Hamlet’tir. Acı çekmek veya kendini öldürerek bu acıyı dindirmek içinde bocalayan Hamlet’in ikilemini, Shakespeare ünlü “Olmak veya olmamak! İşte bütün sorun bu!” dizesiyle dile getirmiştir. Shakespeare’in Hamlet, Macbeth ve Kral Lear gibi trajedilerinde kahramanların asıl sorunu kendi kusurları veya zayıflıklarıdır. Bunlar çoğunlukla acımasızlık, hırs, kıskançlık, bencillik gibi hoş olmayan özelliklerdir. Bunun yanı sıra Shakespeare gene de öyle canlı karakterler yaratır, onların iç dünyasını ve acılarını öylesine sevecenlikle sergiler ki, seyirciler onlara yakınlık duyar, başlarına gelenlere üzülür. Shakespeare’in böyle canlı karakterler yaratması, oyunun öyküsü gerçek dışı bile olsa, bireylerin inandırıcı olduğu manasına gelmektedir. Karakterlerin şiir diliyle konuşmaları bile onların inandırıcılığını zedelemez.
William Shakespeare, 23 Nisan 1616 tarihinde Startfort’ta, Ben Jonson ile birlikte katıldığı bir şölenin sonrasında yaşamını yitirdi.
Shakespeare Eserleri
Komedi
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Yanlışlıklar komedisidir. Atina yakınlarındaki bir koruda yollarını şaşıran dört sevgili, Periler Kralı Oberon ile kavgacı hizmetkârı Puck’ın büyüsüne kapılırlar. Kentten bir grup işçi de, gözden uzak bir yerde oyunlarını prova etmek için koruya gelir. Onlar da perilere katılırlar ve ortaya bir sürü karışıklık ve gülünç durum çıkar. Sonunda her şey düzelirse de, en gülünç sahne işçilerin Dük Theseus’un düğün şöleninde oyunlarını oynadıkları sahnedir.
Vendik Taciri
Komedi olmakla birlikte ciddi bölümler de içerir. Oyundaki kötü adam Yahudi tefeci Shylock’tur. Borç aldığı parayı ödeyemeyen tüccar Antonio’dan, kendi vücudundan kesilecek yarım kilogram et ister. Shylock’un açgözlülükle bıçağını bilediği gerilimli bir duruşmadan sonra Antonio kendisini savunan genç bir avukatın zekâsı aracılığıyla kurtulur.
Onikinci Gece
Yine bir farkında olmadanr komedisidir. Kadın kahraman Viola’nın gemisi yabancı bir ülkenin açıklarında batar. Erkek kılığına giren ve “Cesario” adını alan Viola, ülkenin yöneticisi Dük Orsinonun hizmetine girer. Erkek kılığındayken Dük’e aşık olur. Orsino’nun aşık olduğu zengin Kontes Olivia da “Cesario”ya tutulunca durum karışır. Gene en gülünç sahneler, neşeli Sir Tobby Belch ve dostlarının Olivia’nın kendini beğenmiş ve süslü uşağı Malvolio’yu kandırmak için oyun oynadıkları sahnedir.
Shakespeare Trajedileri
Romeo ve Juliet
Romeo ve Juliet birbirine kan davası olan iki ailenin çocuklarıdır. Asla kabul edilemeyecek bir şey yapmışlar ve birbirlerine aşık olmuşlardır. Bu oyun Shakespeare’in yazdığı en büyük trajedilerden biridir ve sonunda Juliet istemediği başka bir adamdan kurtulabilmek için etkisi bir süre sonra geçen bir zehir içer. Romeo ise Juliet uyanmadan önce onu görüp ölü sandığından o da gerçek zehiri içer ve ölür. Bundan bir süre sonra uyanan Juliet ise Romeo’nun öldüğünü görünce dayanamaz ve Romeo’nun hançerini kendisine saplar.
Hamlet
Hamlet’te, babası öldükten sonra annesiyle evlenen amcasının aslında babasının katili olduğunu öğrenen Danimarka Prensi Hamlet derin bir acıya kapılarak öç almaya karar verirse de, bunu bir türlü gerçekleştiremez. Oyun, yalnızca amcası Claudius’un değil, kraliçe ve Hamlet’in de öldükleri bir sahneyle biter.
Kral Lear
Shakespeare trajedilerinin en korkuncu, ama belki de en önemlisidir. Gururlu ve bencil olan yaşlı Kral Lear, sadık ve sevgili kızı Cordelia’nın kendisini ne kadar sevdiğini ablaları gibi abartmalı bir dille açıklamaması üzerine, öfkeye kapılarak onu sürgüne gönderir ve tüm servetini öbür kızları Goneril ve Regan içinde paylaşımı yaptırır. Oysa iltifat dolu kelimelerine karşın bu iki kardeş zalim ve haindir. Çok geçmeden Lear onların gerçek yüzlerini görür. Fırtınalı bir gecede sokağa atılan Lear, Cordelia’ya yaptığı haksızlığın acısıyla çıldırmaya başlar. Sonunda onu kurtarmak için geri dönen Cordelia da düşmanları aracılığıyla öldürülür. Üzüntüden perişan olan kral kızının ölüsüne sarılarak son nefesini verir.
Antonius ve Kleopatra
Tutkulu bir aşkı ve tarihsel hadiseleri veren bu tragedyanın tarihi mi aşkı mı birinci plana aldığı hep tartışılır. Mısır’la özdeşleşen Kleopatra’nın Antonius tutkusu, Roma imparatorluğu içindeki karışıklıklar, Antonius’un Kleopatra’dan hem uzaklaşmak istemesi (belki de bunun için Sezar’ın kız kardeşiyle evlenmesi) hem de her seferinde ona koşması, iki yetişkin insanın birbirlerini vazgeçilmez kılıp aşkı acılarıyla, saplantılarıyla yaşamaları. Antonius ve Kleopatra aşkın başyapıtlarındandır.
Othello
Othello Venedik’te yaşayan Mağripli zeki bir askerdir. Mağripli, Desdemona adında, müthiş bir güzelliğe sahip olan bir kadınla evlenir. Oyun, Othello’nun Kıbrıs’a, Osmanlı ile yapılacak olan şavaşta görev almaya gitmesiyle şekillenmeye başlar. Othello’nun, emir eri olan Iago adındaki hırslı ve mevki düşkünü asker aracılığıyla kandırılması ile karısı Desdemona’yı boğarak öldürmesi ve sonrasında Iago’nun tüm sinsi planlarının yaratmasıyla sonuçlanır.
Titus Andronicus
Romalı komutan Titus ve ona düşman olan kraliçe içinde geçen trajediyi anlatır. Kraliçenin yaptığı kötülüklere karşı Titus’un sabrı ve intikam aşkı etkileyicidir.
Tarihsel Oyunlar
Shakespeare konuların İngiliz tarihindeki olaylardan alan birkaç oyun da yazdı. Bunlardan ilki, rakiplerine ve düşmanlarına acımasız davranan kötü ruhlu ve kambur Kral III. Richard’ı anlatan III. Richard`dır. Kurbanları içinde Londra Kulesi’nde katledilen iki genç prens de mevcuttur. Yaşamını yitirdiği Bosworth Field çarpışmasından bir gece önce prenslerin ve öteki kurbanlarının hayaletleri uykusunda Richard’a görünür.
Tarihsel oyunlarından bazıları bir dizi oluşturur: II. Richard’ın Trajedisi, Henry IV’ün iki bölümü ile Henry V. The Tragedy of Richard I’ı da güçsüz kral tahtından vazgeçerek tacını IV. Henry adını alan Henry Bolingbroke’a bırakır. Öbür iki oyunda, yeni kralın yönetimi sırasında sorunlar ve ayaklanmalar baş gösterir; bu sırada kralın öz oğlu Prens Hal avare ve savurgan bir yaşam sürer. Ama babasının ölümüyle tahta geçerek V. Henry adını alan Prens Halin zamanında düzen yeniden kurulur. V. Henry’nin orduları Fransa’da büyük zafer kazanır. Henry’nin Fransız prensesiyle evlenmesi her iki ülkeye de barış getirir.
Shakespeare’in, konularını Eski Yunan ve Roma tarihinden alan oyunlarından en ünlüsü ise Julius Caesar`dır. Bu oyunda dürüst ve erdemli bir kişiliği olan Brutus, Jül Sezar’ın kendisini Roma imparatoru ilan etmesini önlemek maksadıyla, dostlarıyla birlik olup çok sevdiği Jül Sezar’ı özgürlük adına öldürür. Ama bunun cumhuriyetin yok olmasını önleyememesi üzerine de kendi canına kıyar.